GEÇENLERDE bir Karadeniz fıkrası yaşadım. Evet doğru okudunuz, dinlemedim, yaşadım. Olay aynen şöyle gelişti: Cep telefonumdaki tanımadığım bir ses "Ahmet abi, sen misin da?" dedi, "Hayır, yanlış numara" dedim ve telefon kapandı. İki dakika sonra telefonum yeniden çaldı. Aynı ses "Ahmet abi orada mi?" dedi. İçimden "Ya sabır" çekip, "Hayır kardeşim, bu Ahmet beyin telefonu değil" dedim. Üçüncüsünde sabrım taşmıştı, "Kardeşim, seninle mi uğraşacağız bütün gün?" deyiverdim. Peki karşımdaki ne dese beğenirsiniz? "Ula hemen terslenme uşağım. Azıcık bekle, belki düşer da!.." Bu bir kabus ya da telefon şakası olmalıydı. "Yahu güzel kardeşim" dedim, "Piyango topu değil ki bu bekleyince numaralar düşsün..." Bu sefer karşımdaki Karadenizli vatandaş sinirlenmişti. "Tamam git işine daa! Çarpışmayalum şimdi uzaktan uzağa!"