Onca sevdiğim Trabzon Sümela Manastırı'nda üçüncü kez yapılan ayin beni mutlu etti. Bu ülkenin farklı inanç sahiplerinin kutsal mekanlarına kavuşmaları, mabetlerinde özgürce dua edebilmeleri ve kültürlerini yaşamaları, beni hep ilgilendiren bir konu olmuştur. Tıpkı Van'ın Ahtamar Kilisesi gibi burada da o inanç sahiplerinin en azından yılda bir kez toplanıp dua etmeleri, gerçek Müslümanları da ancak mutlu etmesi gereken bir olaydır. Ortodoks Patriği sayın Bartolomeos'un sözlerine de şapka çıkarıyorum. Bir yandan Myanmar'da süregelen Müslüman katliamını tel'in etti. Ve dış belalara karşı herkesin nasıl birlik olması gerektiğini gösterdi. Öte yandan, Trabzon'daki Ayasofya Müzesi'ni cami yapma girişimlerine karşı çıktı. Hükümetin azınlık hakları konusunda gerçekten de iyi niyetle çok şey yapma iradesi, bu tür girişimlerle bozulmasın lütfen...Trabzon, İznik veya İstanbul'daki Ayasofya müzelerinin cami olması kimseye birşey kazandırmaz. Patriğin de dediği gibi, yeterince camimiz var. Ama onları müze olarak korur ve belli günlerde asıl sahiplerinin topluca duasına açarsak, çok şey kazanırız. Hem ülkede iç barış açısından hem de dünya üzerindeki saygınlığımız açısından. Bunlardan vazgeçmeye değer mi?