Boşanma, evlilik kadar ilişki yönetimi gerektiren bir süreçtir. İnsan yaşamındaki en önemli travmalardan sayılır. Boşanma sürecinin doğru yönetilebilmesi, tarafların, ailelerin ve varsa çocukların bu travmadan korunmasını sağlayabilir. Ama bazı boşanma davaları kişilerin travmaları ve çevrenin yönlendirmeleri, verilen yanlış bilgiler sonucu içinden çıkılmaz, yaralayıcı hatta bazen öldürücü olabiliyor. Biz, bu boşanmaların bazılarını gazetelerden ve görsel basından izliyoruz. Kimi boşanma, sonrası yaralama ve öldürme nedeni ile üçüncü sayfa haberi oluyor, kimi daha tanınmış ve varlıklı olduğu için magazin sayfalarını, köşe yazılarını kaplıyor. Öfkeler, çatışmalar, sorunlar basın üzerinden sürdürülüyor. Boşanmanın sonunda birileri maddi kazanç elde etse bile, her iki taraf da kaybediyor. Oysa boşanmanın bir ahlakı olmalı. Bazen cinsel yaşamla, bazen özel yaşamla ilgili, bazen de işle ilgili açıklamalar, haberlerde kendine yer buluyor. Hepsinin ortak noktası ise bir zamanlar evlenecek kadar sevdiği ya da değer verdiği kişiye onu herhangi bir şekilde yok edecek kadar öfke duymak. İster "Benden ayrılamaz," diyerek, ister "Benden ayrılırsan görürsün," diyerek, isterse "Ayrılmanın bedelini bir şekilde ödeyeceksin," diyerek... Boşanmaların temel nedeni, dava dosyalarında ne yazarsa yazsın, insanlar nasıl açıklamaya çalışırsa çalışsın yapılan seçimin yanlış olmasıdır. Aile zoruyla yapılan evlilikler başka ama kendi seçimleri ile, üstelik aşk diye adlandırdıkları duyguyu ileri sürerek evlenenlerin, boşanma aşamasında sorunun karşısındakinden çok kendilerinde olduğunu, yanlış bir başlangıcı kabul etmesi gerekir. Birlikte olacağımız kişiyi iyi tanımaya çalışmak, onun ruh sağlığı başta olmak üzere, davranışlarını, anlamak gerekir. En önemlisi, kendi beklenti ve isteklerinizi iyi değerlendirmelisiniz. Çünkü evlendikten sonra karşınızdakinin değişeceğini ya da onu değiştirebileceğinize inanmak, en büyük hatadır. Değişebilecek olan tek şey biziz.
ÖFKE İLE BAŞ ETME
Boşanmanın, kavgasız-dövüşsüz tamamlanması, bu sürecin belki sadece kırgın ve hüzünlü olarak atlatılabilmesi gerekiyor. Eğer bunu beceremezseniz, ilk başta kendinize haksızlık yaparsınız. Bir zamanlar eşiniz olan kişinin açık ettiğiniz her türlü olumsuzluğunu uzun süre kabullenmişsiniz demektir. Hatta tümünü paylaşmışsınız demektir. Öfkenizle baş etmenize sebep, her şeyden önce kendinize olan saygınız olmalı. Çocuklarınız varsa onlara borcunuz vardır. Siz boşansanız da, onlar sizlere anne baba demeye devam edecektir. Anne ya da babalarının gazetelere çıkacak kadar ahlaksız, değersiz, suçlu algılanmaları ve bu algıyı diğer ebeveynlerinin oluşturması tüm yaşamlarını olumsuz etkileyecektir. Boşanmanın bir ahlakı olmalı. Google'da taradığınızda her zaman karşınıza çıkacak ve utanacağınız sözleri, davranışları bir daha gözden geçirin. Onlar sizin aynanız olacaktır.