Ulan şu hayale bak…
Ama ne hayal!
Hayal değil itiraf.
Mağlubiyetin itirafı…
'Seni yenemedik' itirafı.
Ama mertçe değil…
'İtiraf' da namertçe…
Bükemedikleri bileği öpemediler…
Yüreksizler, Korkaklar…
Daha ne diyeyim bunlara…

Başbakan'ı Cumhurbaşkanı yaparak 'saf dışı' bırakacaklar.
Bu kadar akıllılar işte…
Her yolu denediler, her pisliği yaptılar, çamura yattılar olmadı.
Olmadı arkadaş…
Mağlup oldular…
Adam gibi çıkıp da 'yenildik' diyemediler iyi mi? Şimdi Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması için trampet çalıyorlar…
Kampanya başlattılar.
Baksanıza yazılıp çizilenlere…
Namertlik değil de nedir bu?
KK, Feto'cu Saygı Öztürk, müzmin muhalif Emin Çölaşan, köpekçi Bekir ve AMK'nın Sözcü'sünün GYY'sinin arasına oturmuş basmış palavrayı, atmış yalanı…

***

Bir Sarıgül'e, Bir Feto'ya Bir İzmir' e Bir Ankara'ya gidip gelmiş…
Yanındaki anlı şanlı gazeteci taifesi de, "Ne diyorsun sen arkadaş, daha dün Cemaat'le buluşan ve onun belirlediği isimleri aday yapan sen değil misin?" diyememiş.
Emme basma tulumba gibi hepsi de kafa sallamış. CHP mebusu Oktay Ekşi, Cumhuriyet'teki yazısında Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasının 'en iyisi' olacağını söyledi.
Ekşi, "Bu konjonktürde en doğru seçenek onun Çankaya'ya çıkmasıdır.
Çünkü onun cumhurbaşkanı olması, AK Parti'yi siyaset sahnesinden silecek en iyi çözümdür" dedi.
Bu nedir şimdi? Çapulcu Cüneyt Özdemir de aynı minvalde bir yazı kaleme aldı.
Bunları yamultsan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını ister mi?
İstemez…
Zorda kaldılar…
Bükemedikleri bileği böyle öpüyorlar.
Bu da tarz meselesi…
Özdemir,
"Erdoğan'ın Köşk'te kalması uzun dönemde aktif siyasetten tatlı tatlı tasfiyesidir" diyor.
Vay kurnaz vay!
Erdoğan'ı tanımadığı nasıl da belli. Allah için CHP'de doğruları söyleyenler de var…
Mesela Binnaz Toprak…
"Tayyip Erdoğan karizmatik bir lider.
Halk adamı olmasının payı var.
Yaptıkları iyi şeyleri göz ardı etmek gerekmez" diyor.
Bu da gerçeğin geç de olsa farkına varabilmiş.
Bu hizmetler, bu sevda oldukça Başbakan Erdoğan'ı yıkmak mümkün değil.
Bunu kafalarına soksalar iyi ederler.