|
 |
 |
 |
  |
|
20 yılın en büyük başarısı ihracatta yaşanan sıçrama
Son 15 yılın en önemli başarısı olarak ihracattaki sıçrama gösterilebilir. 1996'da yürürlüğe giren Gümrük Birliği sanayi kesimi için ciddi bir sınavdı ve başarıyla aşıldı.
Ekonomide son yirmi yıldaki gelişmeleri değerlendirebilmek için, bu süre içindeki önemli dönüm noktalarını hatırlamakta fayda var. Türkiye 1980'li yıllarla birlikte, ekonomide dışa açık ve ihracata dönük ekonomik modeli benimsemiştir. Sonraki yıllarda da küresel ekonomi ile bütünleşme yolunda önemli adımlar atılmıştır. 1989 yılında, konvertibiliteye geçişle, uluslararası sermaye hareketleri üzerindeki bütün kısıtlamalar kaldırıldı, Türk vatandaşları istedikleri kadar döviz bulundurmaya başladı.
İÇ BORÇLA AÇIK FİNANSMANI Aynı yıllarda bütçe açıklarını finanse etmek için iç borçlanmaya gidildi. Tahvil ve hisse senedi piyasaları kuruldu. Ekonominin faiz-döviz-borsa üçgenine sıkıştığı, paradan para kazanma devri diyebileceğimiz, üretimden uzaklaşılan, bir dönem başladı. Bu dönemde, yüksek enflasyon ekonominin adeta yapısal bir özelliği haline gelmiş; istikrarsız bir büyüme seyri izlenmiş, birkaç yıl süren büyüme dönemleri kriz ve küçülmelerle noktalanmıştır. 1990-2002 yılları arasında yıllık ortalama büyüme sadece yüzde 2,3'tür. 2001'deki krizi takiben yeni bir süreç başladı. Son dört yılda mali disipline sadık kalınmış ve enflasyonla mücadelede önemli başarı elde edilmiştir. Büyüme ondört çeyrektir aralıksız devam etmektedir. Ancak, hala ihtiyaç duyduğumuz kadar yatırım yapabilen bir ekonomi değiliz, işsizlik sorun olmaya devam ediyor. İç borçta arzu edilen düzeyde bir iyileşme yok. Yüksek cari işlemler açığı ekonominin adeta yapısal bir özelliği haline geldi. Yani sorunlar devam ediyor. Türkiye ekonomisinde, son yirmi küresel ekonomi ile bütünleşme yolunda kararlı adımlar atılmış, fakat açık ekonominin gerektirdiği kurumsal ve yapısal değişiklikler zamanında yerine getirilememiştir.
YAPISAL REFORMLAR BİTMEDİ Bugün, yapısal reformlar hala tamamlanmamıştır. Ekonomide son 15 yıllık bilançodaki en önemli başarılardan birini ise ihracatta gerçekleştirilen sıçrama olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. 1996 yılında yürürlüğü giren Gümrük Birliği bir diğer önemli dönüm noktasıdır ve sanayimiz bu sınavdan da başarıyla çıkmıştır. Geleceğe yönelik hedeflerimizi, enflasyonla mücadelenin sonuçlandırılması, makro ekonomik dengelerde kalıcı istikrarın sağlanması, yatırımların artması, sanayimizin rekabet gücünün desteklenmesi ve sürdürülebilir büyümenin hayata geçirilmesi olarak sıralayabiliriz. AB'ye tam üyelik hedefi ve müzakere süreci bu anlamda büyük bir dönüşüm fırsatı getirmektedir. Türkiye bu fırsatı en iyi şekilde kullanabilmeli, yapısal dönüşümünü tamamlamalıdır.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|