kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
MUSTAFA KOÇ
Krizler hepimize ders verdi...'

Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 yılının belki de en önemli çeyreklerinden biri olan son 20 yıl pek çok önemli gelişmeyi içeren bir zaman dilimi oldu. Bu dönemde ekonominin itici gücü dış ticaretti.

80'ler, hem ekonomik hem de toplumsal anlamda ülkemiz için önemli bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olmuştur. 70'lerin çeşitli toplumsal, sosyal olaylarını, ekonomik dengesizliklerini ve çalkantılarını geride bırakarak başladığımız 80'li yıllar hem ülkemiz hem de Koç Topluluğu için her alanda değişimin ve farklılaşmanın hızlandığı yıllar oldu. Liberal ekonomiye geçiş ile birlikte, toplumumuzun ihtiyaçları da farklılaştı ve değişti. Üretimde tarımsal ürünlerin payı azalırken sanayi ürünlerinin ve hizmet sektörünün payı arttı. 1980'li yıllar boyunca, Türkiye ekonomisinin itici gücü dış ticaret oldu. Geriye dönüp baktığımızda, o yıllarda Koç Topluluğu olarak dış ticaret ile ilgili faaliyetlerimizin ve yurt dışı hamlelerimizin arttığını ve dışa açılmanın en yoğun yaşandığı yıllar olduğunu görüyoruz.

BORÇLANMA KRİZİ DOĞDU
1987 yılında Avrupa Birliği'ne yaptığımız tam üyelik başvurusunun ertelenmesi ekonomik, sosyal ve siyasal alanda pek çok gelişmeye ihtiyaç duyduğumuzun bir göstergesi oldu. Ancak birçok ekonomik gösterge, 1980'li yılların aksine, 1990'lı yıllarda durumun tekrar tersine döndüğünü göstermekteydi. 1989 yılında ekonomik işlemlerin yabancı paralar cinsinden yapılmaya başlanması ülke ekonomisi için yeni bir dönüm noktası oldu. Ancak hem dış ticaretin, hem bütçenin açık vermesi, bu konularla ilgili rakamların 1990'dan itibaren daha da kötüye gitmesi Türkiye'yi dönemin sonuna doğru bir borçlanma kriziyle karşı karşıya bıraktı. Bu dönemde özel kesim genellikle yatırım yapmak yerine, kamuya kısa vadeli borç verme veya elindeki parayı finans piyasalarında değerlendirme yollarını tercih etti. Bu da özel kesim yatırımlarının azalmasına neden oldu.

HEDEF GLOBAL MARKALAR
Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, Gümrük Birliği'nin 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girmesi ile farklı bir ivme kazandı. Bu dönemden sonra Türkiye siyaseti AB üyeliğini hedefleyen bir eksende yönetilmeye başlandı. Aynı dönemde korkutucu biçimde hızlanan olumsuz borç dinamiğinin sonucunda yaşanan 2001 ekonomik krizinin etkileri ABD'de yaşanan 11 Eylül saldırıları nedeniyle katlanarak artı. 2002 yılında yapılan genel seçimleri AKP'nin kazanması, koalisyon hükümetleri arasında süren çekişmelere bir son vererek, uzun yıllar sonra tek bir partinin tek başına iktidara gelmesini sağladı. Ekonomik göstergelerin hızla olumlu yönde gelişmesi ile artık 2000'li yıllarda, rahatlıkla telaffuz edebildiğimiz bir hedeflerimiz var: global ekonominin etkin bir oyuncusu olmak ve dünya pazarlarında kabul gören markaları üretmek. Koç Topluluğu olarak, geçtiğimiz 20 yılda çok önemli adımlar attık, Ülke olarak çok zor bazı dönemleri yaşamış olmamıza karşın, başarı ile bugünlere ulaştık. Edindiğimiz deneyimleri, bir sonraki atacağımız adıma yansıtabilmek en önemli kazancımız oldu diyebilirim. Bilhassa, yaşanan iki büyük kriz döneminde edindiğimiz tecrübeler, özellikle yatırım politikamızı şekillendiren bir unsur oldu. Yalnızca iç piyasaya bağımlı olarak işlerimizi yürütmek yerine, sürekli gelişimi ilke edinerek, uluslararası pazarlar için üretim yapan bir noktaya geldik. Gölcük'teki Ford Otosan tesisleri ya da Beko Elektronik fabrikası bu anlayışın bir ürünü olarak, bugün yalnız Koç Topluluğu için değil, tüm Türkiye için birer iftihar vesilesidir.

YERE SAĞLAM BASIYORUZ
1985'den bu yana, yaşadığımız 20 yıllık süreçte, gerek Koç Topluluğu olarak biz, gerekse ülkemiz pek çok sorunla karşılaşmamıza rağmen, başarılı bir biçimde yolumuza devam ettik. Edindiğimiz çeşitli tecrübeler, bugün bizi yere daha sağlam basan ve daha bilinçli bir ülke olamaya hazırladı diye düşünüyorum. Önümüzdeki 20 yılın, geçirdiğimiz 20 yıldan çok daha mutlu, başarılı günler getireceğine ise inancım ve güvenim sonsuzdur. Bu vesile ile doğru, dürüst ve ilkeli habercilik anlayışı ile bilgi vermeyi, toplumu aydınlatmayı 20 yıldır başarı ile yürüten Sabah Gazetesi'nin de yıldönümünü kutluyor, daha nice başarılı yıllar diliyorum.

1 2 3 4 5
 
DİĞER SANAYİ HABERLERİ
 Kapılar açıldı, milli gelir dört kat arttı
 AB ile rekabette treni kaçırmayalım
 'Yabancıların ilgi odağı olduk'
 Sanayinin acı kayıpları
 'Artık markada rekabet dönemi'
 20 yılın en büyük başarısı ihracatta yaşanan sıçrama
 'Global bir oyuncu haline geldik'
 Çağdaşlaşma çizgimizden hiçbir zaman vazgeçmedik
 Kaybolan yılların acısını çıkaracak kadar azimliyiz
 24 Ocak Kararları ekonomiyi dışa açtı Gümrük Birliği...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu