Yazdıklarına, söylediklerine baksanız hepsi birer mazlum... Hepsi çok muteber insanlar. Onlar bu dünya için değil, öbür dünya için çalışır hep ve o çok sevgili, değerli Hocaefendilerinin gösterdiği İslami terbiye yolundan katiyen şaşmadan sadece Allah'a iman ederler.
Sorsanız, en büyük günah onlara göre 'Kul hakkı yemek, iftira etmek ve yalan söylemektir.' Ve bir de insanları 'zayıf tarafından sıkıştırıp zora düşürmektir.'
Zaten biliyorduk da ne mal olduklarını, bir kez daha gördük KPSS soruşturması nedeniyle Cemaat maskesi altında örgütlenen Paralelcilerin bu söylediklerine ne kadar riayet ettiklerini.
Doğruuuu... Adamlar kul hakkı filan yememişler. Sadece soruları çalıp kendi adamlarına dağıtıp milyonlarca kulun hakkına tecavüz etmişler. İki günden beri posta kutuma mesaj yağıyor bu sebeple. Anlatılanları, edilen 'ah'ları okudukça içim büzülüyor. Elbette bir karşılığı olacaktır yaptıkları bu insafsızlıkların. Ben mütedeyyin bir kimse değilim ama inanıyorum ki Allah var ve hiçbir şey için değilse bile sırf şu soru çalmaktan dolayı geleceklerini çaldıkları insanların beddualarının hesabını soracak bu alçaklardan!
Bir de utanma, arlanma diye bir duygu yok bu adamlarda. Günler öncesinden başladılar soruşturmanın ciddiyetini bozmak için algı operasyonuna. Kamuoyunun gerçekleri öğrenmemesi için binbir türlü tezviratla soruşturmayı sulandırmaya çalıştılar.
Onlara göre 2010'da yapılan KPSS sınavı zaten iptal edilmiş. Daha neyin soruşturmasıymış bu! Yani diyorlar ki: "Yahu tamam sorular çalınmıştı ama sonuçta çalan arkadaşlar iptal nedeniyle o yıl devlete sızıntı yapamadı ki!"
Bir kere bu külliyen yalan! Tespitli ki o yıl çaldığı sorularla sınavda tam puan yapan tam 20 kişi devletin çeşitli kademelerine memur olarak işe başlamış. İş ayyuka çıkıp sınav iptal olunca, geri kalan hırsızlar da hiç ses etmeden geri çekilip diğer yıllarda sınavlara girip yine bir yerleri parsellemiş. Anlayacağınız aslında 2010 bir başlangıç. Soruşturma oradan başlıyor ama emin olun ki oradan başka yıllara gidilecek! Çok rahat olsun herkes bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı çok titiz ve güzel bir çalışma yapıyor. Zaten Cemaat Medyası'nın asıl panik olduğu durum da bu değerli okurlarım. 2010'un sadece bir başlangıç olduğunun, soruşturma derinleştikçe diğer yılların da hesabının sorulacağının farkındalar ve bu yüzden kendilerini paralayıp kamuoyunda başka türlü bir algı oluşturmaya çalışıyorlar.
Ayrıca bu soruşturmada halen şüpheli olan 616 kişinin iptal edilmeyen genel yetenek sınavıyla memur olduğunu da kamuoyunun bilmesi gerekir. Özellikle 'The Cemaat'in dikkatine sunuyorum bu bilgiyi: "Haberiniz olsun! O yılki genel yetenek sınavı da mercek altında. Çünkü o sorular da aynı kişilerce çalınmış. Eğer soruşturma dosyası o dönemki Savcı Şadan Sakınan tarafından deliller karartılıp sumen altına itilmeseydi soruşturmanın boyutları çok daha farklı olurdu!"
Bu arada tabii günlerdir adı kamuoyunun dikkatini çeken ve soruşturma dosyasını kararttığı delilleri ile sabit olan Savcı Sakınan'ın hâlâ görevde olması da kafamı bozuyor. HSYK bu adamla ilgili ne zaman bir soruşturma başlatacak; şahsen merak ediyorum. Eski çamlar bardak oldu biliyoruz kurulda ama artık şu yavaş hareket etme olayından sıyrılmaları gerekir. Durum gayet net! Savcı Sakınan, dosyayı halının altına itmek için delilleri imha etmiş ve o dönemki yetkililerin hepsini aldatmış. O savcı için HSYK'nın derhal bir soruşturma başlatması ve yaptığı işgüzarlığın derhal hesabını sorması gerekiyor! Ama derhal!