Dün yine tarihi günlerden birine evsahipliği yaptı Diyarbekir... Barış Süreci adına çok önemli bir adım daha atıldı. PKK Lideri Abdullah Öcalan yazdığı son mektubunda, örgütünü yeni bir aşama için kongreye çağırdı ve sonra da Çözüm Süreci'ni bir bölünme ve bu toprakların parçalanması olarak algılayıp, yansıtan herkese kapak olacak şu ifadelerle seslendi:
"Kongremizle birlikte artık yeni dönem başlamaktadır. Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Newroz'un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek! Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergiledi. Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür. Doğru bildiğim ve inancım gereği; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum!"
Elbette mektuba çok değişik reaksiyonlar gösterilecektir çeşitli çevrelerden. Kandil bunların içerisinde mihenk taşı. Çünkü Öcalan'ın mektubunun ana teması silahsızlanma üzerine kurgulanmıştı. Dolayısıyla bu çağrının asıl karşılığını verecek olan Kandil'de konuşlu PKK örgütünün üst düzey yöneticileridir. Şunu biliyoruz ki Öcalan'ın bu yol haritasına PKK içerisinde epeyce bi muhalefet eden var. O nedenle ben dört dörtlük bir karşılık beklemiyorum ama bu mektupla birlikte hem PKK için hem de Kürt Siyasal Hareketi için yeni bir dönemin başladığına inanıyorum. Ve barışa giden yolda yeni bir sayfanın açıldığı dünkü Newroz için emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum...
Not: Aslında yazım daha uzun ve kapsamlı idi. Ancak teknik bir aksaklık nedeniyle tekrar yazmak zorunda kaldım. Üstelik havaalanında ve uçağım kalkmadan kısa süre önce. Bu teknik aksaklık için hepinizden özür diliyor ve çarşamba günü görüşmek üzere hoşça kalın diyorum...