Türkiye birkaç gündür Elazığ'daki Harput Kız Rehabilitasyon Merkezi'nden kaçıp jandarma tarafından bulunan 4 kız çocuğunun yakalandıktan sonra anlattıklarını okuyor. Kaldıkları yurttan cinsel taciz ve şiddete maruz kaldıkları için kaçtıklarını söyleyen kızların ifadelerinden yola çıkıp inceleme başlatan savcılık cinsel istismar, taciz ve şiddetin 2007-2013 arasında gerçekleştiği bilgisine ulaşmış.
Meğer çocuklar başlarına gelenleri kaçmadan çok önce yurttaki yetkililere bildirmiş. Yurdun müdür yardımcısı ve psikoloğu bir rapor hazırlamış ama yetkililer anlatılanlarla ilgili somut delil olmadığından en ufak bir işlem dahi başlatmaya gerek duymamış. Onlara göre kızların ortaya attığı iddialar tamamen personeli itibarsızlaştırma amacı güdüyormuş. Tacizlere şahit olduğunu söyleyen müdür yardımcısı soruşturmayı yürütenlere diyor ki: "Durumu müdür Ş.C. ile Sosyal Hizmetler İl Müdürü Z.A.K.'ye ilettim. Kurum müdürü, 'Bana yakın olduklarını düşündüğün personeli kurumdan uzaklaştırmak istiyorsun' diyerek konuyu geçiştirdi!" Psikolog ise "Kızların anlattıklarını ilettiğim Sosyal Hizmetler İl Müdürü, beraber çalıştığı bir yakını vasıtasıyla bana ulaşarak, 'Başına kötü şeyler gelebilir, stabil duruma geçmen senin için daha hayırlı olacak' diye beni imalı şekilde uyardı!"
Bakanlık soruşturmayı başlatmış. Ben Aile ve Kadından Sorumlu Bakan Ayşenur İslam'ın gereğini yapacağına inanıyorum. Kızların anlattıklarının doğruluğu ile ilgili en ufak bir şüphem yok! Zira tacizde bulunduğu iddia edilen N.Y ve S.D adlı iki kişi soruşturmayı yürüten savcıya "Öyle bir şey yok! Biz kızlarla gönül ilişkisi yaşıyorduk!" diyerek sapıklıklarına aşkı kalkan yaparak net şekilde itiraf etmişler!
İnanın ağzım küfür dolu kendimi zor tutuyorum! Hayasızlar! Ulan o bir lokma çocuklar size 'aşk yaşayasınız' diye mi emanet edildi, yoksa 'ağabeylik' yapasınız diye mi! Bakan'dan ricam... Bu iki karaktersizi benimle karşı karşıya getirsin! O kadar öfke doluyum ki... İkisini de tükürüğe boğmak ve yumruklamak istiyorum!