Taraf gazetesinin "bavulcu" olarak bilinen yazarı Mehmet Baransu Balyoz Davası'ndan dolayı yaptığı haberlerden tutuklanınca ortalık bir acayip şenlendi. Olanı biteni izleyince insan ister istemez bir "Nerdennnn... Nereyeeee yahuuu" çekiyor.
Ne günlerdi o günler değil mi? Özgürlük, insan hakları ve demokrasi şiarıyla yola çıkan Taraf gazetesi hepimizin aklını başından alan bomba haberlerle inanılmaz sükseli bir duruş sergiliyordu. Başını aslında aşk romanlarıyla ünlü Ahmet Altan'ın çektiği ekip, "burnundan kıl aldırmaz" hal ve tavırlarla hepimize gazetecilik dersi veriyor; Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarla ilgili yayımlanan belgelerle adeta "Bu iş öyle yapılmaz. Böyleee yapılırrrr kardeşimmm" diyordu.
Allah var ve yalana gerek yok. Benim de günahım büyük. Çünkü ben de birçok insan gibi aldandım yapılan o günkü haberlere.
Şunun bilinmesini istiyorum; haberlerin tamamen bir işgüzarlık ve kumpas amacı taşıdığını kesinlikle bilmiyordum. Gerçekten inanmıştım. Evet, Baransu'nun bavulundan çıkan belgeleri başkaları gibi ateşle savunmadım ama o belgelerin gerçekliğini sorgulamadan "Ya o balyoz kafamıza inseydi" dedim. Sırf bunu dediğim için bile suçluyum ben de!
Sadece ben değil, birçok kişi suçlu! Birçoğumuz o sahte, düzmece CD ve belgelerin esiri olup, o yalan, iftira ve düzmecelerle haksızlık yapılmasına göz yumduk çünkü... "Ama zamanın ruhu öyleydi" falan deyip geçiştirilecek bi durum olmadığı için çok açık biçimde bu özeleştiriyi yapıyorum. Evet! Baransu ve ekip arkadaşlarına kandığım için ben de masum değilim! Ben ona kanarak, aptallık yaparak günaha girdim. O nedenle af diliyorum ama şu gerçek ki, onun af dilemesi de onu kurtarmaz. Çünkü o tam bir günahkâr! Şeytanın vücut bulmuş hali! Çünkü her şeyi bile bile yaptı. Bir kumpastı olan biten ve o bunun bizzat içinde yer aldı.
Bakıyorum şimdi etrafa... Benimle aynı durumda olan, şu anda aynı tarafta olduğumuz bazı dostlar, arkadaşlar hâlâ ısrarla Baransu'nun haberciliğine sahip çıkmaya çalışıyor. "Aldandık... Kandırıldık ve çok fena hataya düştük" demek yerine hâlâ o günlerde yapılan haberlerin doğru olduğunu iddia edip "Baransu gazetecilik yaptı! Tutuklanması kabul edilemez!" mealinde abuk subuk yorumlar yapıyor.
Arkadaşlar... Baransu gazetecilik falan yapmadı. Baransu seçilmiş bir figürandı ve ülkenin kritik noktalarını ele geçirip diledikleri gibi at koşturmak isteyenlerin operasyonlarında kullandığı bir piyondu. Bunu neden kabul etmiyorsunuz? Paralel Örgüt'le mücadelede adamın durduğu yer, rengi belli. Çok açık biçimde örgütün bir mensubu gibi hareket ediyor. Çok garipsiniz gerçekten! Buna eminsiniz ve bundan dolayı adama saydırıp duruyorsunuz ama nedense aynı amaca "hizmet" için o bavuldan çıkardığı belgelerin bir düzmece, kurgu ve iftira olduğu gerçeğini kabullenmiyorsunuz! Sizler için çok mu zor yahu bir af dilemek! "Özür dileriz! Büyük bir gaflete düştük!" demek? Artık çıkarın kafanızı kumdan ve her şeyin bir yalan olduğunu görün lütfen! Ve bilin ki görüldüğü gibi iftira amacı taşıyan her yalan da er geç ortaya çıkıyor. Ve unutmayın ki hesabı bu dünyada olmasa bile öbür dünyada çatır çatır soruluyor. Hiç değilse bundan sonrasını düşünüp gerçeklerden kopmadan, sadece gerçekten hareket ederek... Yalana, dolana, kurguya ve düzmeceye sarılmadan yola devam edelim.
Haksız mıyım?