Daha kaleme alırken biliyordum nasıl bir bombardımanla karşı karşıya kalacağımı.
Yanılmadım. Başlığı "CHP barajı geçmemeli" olan dünkü yazım bayağı bir öfkelendirmiş CHP'lileri. Bu görüşüme destek verdiği halde dilaltına attığı hapı bahane gösterip rengini belli etmeyenler de var, o ayrı. Hepsine tek tek cevap vermem mümkün değil. O yüzden konuyu bir kez daha ele alacağım.
Efendim... Tepkicilerden biri demiş ki mesela: "Elinde CHP ile Cemaat'in ilişkisini kanıtlayan somut kanıt var mı? Eğer kanıtın Fuat Avni avanağına ait olduğu iddia edilen DM yazışmaları ise çok pis çuvalladın! Çünkü onların hepsi palavra!" Buradan başlayayım. CHP-Cemaat ilişkisini ispat için benim Fuat Avni'ye ihtiyacım yok! Çünkü CHP-Paralel ilişkisini bizzat CHP'de CHP rozetiyle siyaset yapanlar gösteriyor. Bunlardan biri Faik Tunay'dır! İyi tanırım kendisini. O dönem Akşam gazetesinde üst düzey yönetici olan dayısının sayesinde paraşütle inip sükseli bir adaylık sırası kapınca partide ortalık birbirine girmişti. Ben de bir güzel çakmıştım.
Sonrasında işim gereği yakından tanıyınca, Tunay'ın dayısından değil, daha büyük merkezlerden paraşütle Meclis'e uçurulduğunu anladım!
Nasıl mı? Bir kere, CHP ve 'altı ok'la örtüşmeyen, duruşu ve siyasi bakış açısıyla CHP'den çok iktidar partisinin mensubu gibi görüntü veren enteresan bir vekildi.
CHP'liler ondan, o CHP'lilerden nefret ediyordu. "Kimyamız uyuşmuyor bu partiyle.
Ne halt ettim de girdim bu işe!" yakınmasını bizzat işittim ve de yalnız değildim.
Bir yayınıma davet etmiştim. Yayında söyledikleri, tavrı ve duruşuyla öyle aykırı bir CHP'li profili çizmişti ki izleyen herkes demişti ki; "Genel Merkez yarın Tunay'ın ipini çeker!" Enteresan olan şu ki çekmediler.
O tarihlerde Genel Başkan ve kurmayları ile arasının çok açık olduğunu deklare edip ekranlarda ve gazetelerde verdiği söyleşilerde azılı bir CHP muhalifi duruşu sergilemesine rağmen partide varlığını sürdürdü Tunay.
Tabii bunlar yaşandığında daha Cemaat ve iktidar bozuşmamış, ikili kol kola yürüyüş halindeydi. Zımni bir gerginlik vardı ama gün yüzüne çıkmış bir durum yoktu. Daha doğrusu Cemaat hükümete sinsi sinsi operasyon çekmeye başlamıştı ama niyetini belli etmiyordu.
Neyse... Nasıl becerdi bilmiyorum ama Tunay azılı CHP düşmanı bir tutum sergilemesine rağmen partide kalmayı başardı ve Cemaat-iktidar birbirine girdikten sonra da bir anda başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bu kavgayı iştahla izleyip, oradan siyaset medeti uman CHP'lilerin gözdesi oldu. Tabii şu soruyu sormakta haklısınız bu durumda: "Hangi tarafın kimyası diğer tarafa uyum sağladı da o gerginlik ortadan kalktı?" Elbette ki tipik bir Cemaatçi olduğu sonradan anlaşılan Faik Tunay'ın değil!
Şimdi yalanlar bu yazdıklarımı ama boşuna kasmasın kendini. Çünkü bunun böyle olduğunu ben değil CHP'liler söylüyor. Cemaat okullarını gezip, Cemaat iftarlarına katılıp, kırmızı bülten çıkartılan örgüt lideri Gülen için hâlâ; "Hocaefendimiz" tabirini kullanıyorsa Sayın Tunay, kimse yemez onun "Bütün Cemaatlere yakınım.Gülen'e de aynı yakınlıktayım" palavralarını.
Belki bu aralar Pensilvanya'ya gitmeyi gözü yemiyordur ama geçmişte defalarca ziyaret ettiği ve örgüt lideriyle saatler süren sohbetler yaptığı kulağıma gelenler arasında.
Özür diliyorum dayısından... Boşuna günahını almışız adamcağızın ama Tunay'ın CHP'ye sızmak için oluşturulmuş bir Cemaat projesi olduğunu ve bu projenin de bir tek o olmadığını anlatmaya... Yani... "CHPCemaat ilişkisini kanıtlayan bir ispatın var mı?" diyerek ordan burdan şahsıma atarlananlara elimde ne var ne yok dökmeye devam edeceğim...
Hoş kalın... Hoşça kalın ama sakın benden ayrılmayın!!!