Her zamanki gibi... CHP'nin içi de dışı da kaynayan kazan misali fokurduyor. Binbir sükseyle partinin vitrinine oturtulan Emine Ülker Tarhan'ın istifası ardından ona destek çıkan Süheyl Batum'un geride kalanlara, "gözdağı" vermek için partiden ihracı da bu fokurdamayı kesmedi. En bariz kanıtı İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'le ilgili partinin aldığı tavırdır. Katıldığı bir toplantıda "Her ne kadar parti yönetimi inkâr etse de çok açık olarak 30 Mart yerel seçimlerinde cemaatle ittifak yaptık" diyerek bir gerçeği dile getiren Ayman dün kesin ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Lütfen not alın bir yerlere. İlerleyen günlerde daha da çok karışacak CHP. İhraçlar, istifalar sürecek. Kılıçdaroğlu ve kurmayları parti içindeki muhalif sesleri susturmak, durdurmak için ne kadar çabalasa da hangi yolu, yöntemi denese de başarılı olamayacaklar. Çünkü sorun muhalif ses çıkaranlarda değil! Sorun bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisinde. Kusura bakmasın bu benzetmeyi yaptığım için ama varmak istediği uzun ve çetrefilli yola navigasyonsuz çıkan bir şoför gibi! Sürekli kayboluyor ara sokaklarda. Bazen hiç olmayacak çıkmaz bir yola giriyor süratle ve "gümmm" diye duvara tosluyor! Ve böyle olunca da sürdüğü araç haşat oluyor.
Sanmayın ki ben mutlu oluyorum bu durumdan. Bilakis, gerçekten çok üzülüyorum. Çünkü güçlü bir muhalefet, ayakları yere basan bir muhalefet şu anda bu ülkenin en büyük ihtiyacı. Israrla Kılıçdaroğlu'nu o koltukta tutmaya devam eden kurultay delegeleri, Kılıçdaroğlu hayranları bir gün elbette pes edecek ama yazın bunu bir kenara o gün çok geç kalınacak. Şimdiden ilan ediyorum 2015 seçimlerinin galibinin bir kez daha AKP olacağını. Ve şu gerçek ki, bunun böyle olacağını sadece ben değil, CHP çatısı altında siyaset yapan birçok insan görüyor. Daha dün CHP'de gençlik kollarından beri siyaset yapan eski bir arkadaşım aynen şöyle diyordu: "Bu anlayışla, bu kadrolarla, bu politikalarla 2015'te iktidar şansımız sıfır!
Ben 2015 ajandasını çoktan kapattım. Ve şimdiden 2019'u açtım bile!"