Dün gerçekten enteresan bir gündü. Kılıçdaroğlu sonunda çatıya aradığı adayla ilgili son turunu gerçekleştirdi ve MHP lideri Bahçeli'den onay aldıktan sonra da kamuoyuna onun kim olduğunu açıkladı. Yani bundan bir hafta kadar önce "İsmi belli değil ama kimi Cumhurbaşkanı adayı yapacağımız belli!" şeklinde bir garip açıklama ile işareti verilen kişinin kim olduğunu sonunda öğrendik.
O kişi İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) 10 yıl boyunca genel sekreterliğini yapan Ekmeleddin İhsanoğlu'ymuş meğer. Allah var tam bir bomba etkisi yaptı bu isim kamuoyunda. MHP cenahında değil belki ama İslamcı kimliği ile bilinen İhsanoğlu ile ilgili CHP'nin hem tabanında, hem tavanında infial yarattı bu isim. Bazı milletvekilleri şoka girmişti genel başkanlarının çatıya çıkarttığı aday karşısında. Şok olanlardan kastım katı laikçiliği ile tanınan Nur Serter değil. Zira onun "CHP'nin bağrına hançer saplandı!" açıklaması şaşkınlıkla karşılanacak bir şey değil. Nihayetinde düşüncesi ve duruşuyla örtüşen bir açıklama yapmıştır. Beni şaşırtan Kılıçdaroğlu'na yakınlığı ile bilinen Melda Onur ya da Gökhan Günaydın gibi isimler. Çok sert tepki gösterdiler. Tabii dayanamayıp yansıttıkları tepkilerin sonucunda belli oldu ki, CHP çatısı altında siyaset yapan birçok kişinin çatıya çıkartılacak adayın kim olacağından haberi bile olmamış. Düşünün... Melda Onur diyordu ki "İhsanoğlu'nun adaylığı konusunda hiç bilgim yok. Ama son katıldığım uzlaşı toplantısında talep edilen profile uymuyor. Tamam arkadaşlar, kabul trollendik. Ama çatı adayını ilk kez duyunca vekil dediğin de bir bocalar... Daha da yazmam!"
Sonrasında resmen deklare etmese de şu çatıya çıkma işini gönlünden geçirdiğine çok çok emin olduğum Deniz Baykal'ı aradım. Selamlaşma faslından sonra "Hayırlı olsun efendim çatı adayınız" deyince, "Sağol" dedi ve "Hadi bakalım! İşiniz çok zor! İlk turda götürür" mealinde bir şeyler söyledi. Anlamadım tabii. "Kimi kastediyorsunuz Tayyip Erdoğan'ı mı" dedim? "Yok canım. İhsanoğlu'ndan bahsediyorum. İlk turda alır. Sonuçta toplumun değerlerine, anlayışına uygun bir aday tercih edilmiş" dedi. Tabii yine anlamadım. Şaşırdım Deniz Bey'in bu tepkisi karşısında. Çünkü ona yakınlığı ile bilinen Serter gibi ulusalcı ve laik vekiller ardı ardına yaptıkları açıklamalar ile Kılıçdaroğlu'nu bombalarken Baykal'ın kullandığı ifadeler tuhaf gelmişti. Sonunda dayanamayıp "Deniz Bey siz ironi mi yapıyorsunuz? Hakiki mi bu düşünceleriniz? Sizden çatı konsepti adayı ile ilgili ilk demeci almaya çalışıyorum. Lütfen ciddi olur musunuz?" dedim. Yanılmamışım. Tam da düşündüğüm gibiymiş. İroni yapıyormuş Baykal. Ama sinirden, öfkeden. Evet yanlış okumadınız. Sinir küpü gibiydi telefonda. Israr ettim çok, sahici yorumunun ne olduğunu söylemesi için ama o da aynı şekilde direnç gösterdi, yorum yapmadı. Gerçi son kullandığı "Demeç vermeye gerek var mı bu konuda?" cümlesi çatı adayı ile ilgili tam olarak nasıl bir görüşe sahip olduğunu ifade ediyordu ama her neyse...
Bu arada dedim ya Kılıçdaroğlu dışında CHP'de siyaset yapan birçok kişinin, ki bunlara genel başkan yardımcıları dahil, hiç kimsenin İhsanoğlu'nun aday yapılacağından haberi yokmuş. Ancak gördük ki Sakalsız ve Çetesi'nin ve onlara paralel hareket etme kabiliyeti yüksek Doğan Medya Grubu'nun tüm çalışanlarının haberi varmış. Bir görseydiniz, sosyal âlemde ağzına geleni sayan CHP tabanının gazını almak için nasıl canhıraş bir mücadele verdiklerini! Hele hele İhsanoğlu'nun adaylığının açıklanmasının hemen ardından Hürriyet'in internet sayfasından manşetten "Hayatı başarılarla dolu insan!" başlığıyla verilen o haber! Hani bilmesek İhsanoğlu'nun patronlarından torpilli olduğunu... Diyecektik ki "Vay be! Adama bak! Kardeşim böyle bir adam çatıya değil, bulutların üstüne falan çıkarılmalıydı. Uçurulmalıydı uçurulmalı!"