Hatırlar mısınız bilmem. Yaklaşık 1 ay önce bir yazı kaleme almış ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün bütün bu yaşanan keşmekeşe rağmen eninde sonunda CHP'ye katılacağını yazmıştım. (http://www. sabah.com.tr/Yazarlar/ yukselir/ 2013/08/14/sarigulun -durumu- ya-herro-ya-merro)
Yazdıklarım o gün nedense pek kabul görmemişti. Hem CHP'de, hem de CHP dışında siyaset yapanlardan gelen yorumlarda tespitlerimin asla geçerli olmadığı, Sarıgül'ün bugünkü koşullarda partiye geçişinin imkânsız olduğu söylenmişti. Hatta genel merkeze yakın bir şahıs gazetecilik açısından epeyce riskli olan söz konusu tespitlerimi derhal düzeltmemi istemiş, aksi takdirde ortaya çıkacak sonuçtan dolayı benim fena halde çuvallayacağımı ve inandırıcılığımı kaybedeceğimi filan iddia etmişti.
Dün Sarıgül'ün "Ekimde CHP'deyim! Partinin İstanbul Büyükşehir adayı olmak istiyorum!" açıklamasını internette okur okumaz o şahsı aradım. Önce yapılan açıklamayı hatırlatıp sonra da aynen şöyle bir sual yönelttim: "Bu durumda kim çuvallayacak? Ben mi, sen mi?"
Allah var hiç kıvırmadı. Ve dedi ki: "Galiba ben!" Sonra da utana sıkıla Sarıgül'le ilgili partinin derinliklerinde dönen kulislerin onun kesinlikle CHP saflarına katılacağının işareti olduğunu söyledi ve üzerine bir ton kulis aktardı muhterem. Bildiğim şeylerdi aslında ama ben bir de siz öğrenin diye bunları paylaşmak istiyorum izninizle.
Sarıgül'ün CHP'ye katılma meselesi aslında aylar önce, benim yukarıda linkini verdiğim yazının yazıldığı tarihlerden çok önce kesinleşti. Süreci bizzat Sarıgül yönetmedi tabii. Hatta Sarıgül hiçbir zaman işin içinde olmadı. O bir kenarda bekledi ve Kılıçdaroğlu ile onun adına başkaları görüşmeleri yürüttü. Dışarıda Hüsamettin Özkan'ın başını çektiği bu görüşmelerin içerideki bağlantıları ise Aydın Ayaydın ile genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak ve İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı oldu.
Tabii bu süreç, bu görüşmeler olağanüstü bir lobi tarafından da destek buldu. Koç Ailesi, Doğan Grubu, Boynerler, Mehmet Emin Karamehmet, Zafer Mutlu ve daha birçok mühim sima CHP'nin Sarıgül başkanlığında şekillenmesi yani yeniden dizaynı için çaba gösterdi. Ancak bütün bu çabalara karşın CHP içinde Sarıgül'ün partiye katılmasına bir kesimden inanılmaz direnç gösterildi.
Zaten işin bu kadar uzamasının ve sürüncemedeymiş gibi görüntü oluşmasının nedeni de bu dirençtir. Kılıçdaroğlu'na, bizzat kendi yönetiminde, kendi imzasıyla ihraç ettiği Sarıgül'ün partiye döndürülmesi durumunda istifa edeceğini söyleyen Deniz Baykal'ın hâlâ aynı noktada olduğunu söylemem yanlış olmaz. Partide ağırlığı neredeyse sıfıra inen Önder Sav ve ekibinin de Baykal'la paralel görüşte olduğu bilinen başka bir detay.
Tabii Sarıgül'e direnç gösteren ekip sadece bu saydığım isimlerden oluşmuyor. Muhalif kanatta olduğu gibi genel merkezde görev yapanlar arasında da; "Sarıgül asla olmaz!" diyen birileri var. Bunların da başını genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin çekiyor. Tekin'in hem Kılıçdaroğlu'na, hem de parti tabanına el altından Sarıgül'ün gelmesi halinde partinin bölüneceğini empoze etmesinin asıl nedeni ise İstanbul Büyükşehir Adayı olarak kendisinin gösterilme arzusudur. Yakın çevresine; "Adamın niyeti İstanbul falan değil kardeşim! Daha partiye gelmeden genel başkanlık adaylığını ilan etti bile. Biz bunu göremeyecek kadar ahmak mıyız?" diyor ama aslında Sarıgül'ün kafasındaki projeyi o da bir başka versiyonu ile hayata geçirmeye çalışıyor.
Bir de tabii Sarıgül'ün CHP saflarına katılması ile birlikte yeni bir muhalif cephe açılacağını ve bu cephenin de dev bir medya grubu ve dev bir sermaye lobisi tarafından destek bulacağını biliyor. Bunun için de elinden gelen zorluğu çıkartmaya çalışıyor ama nafile! Çünkü Sarıgül işi bitti! O artık CHP'de!
Ben CHP'deki muhaliflerin, hele hele de Gürsel Tekin'in yerinde olsam, siyasi geleceğim açısından işi yokuşa sürmeyi bırakıp bir an evvel ona omuz vermeye başlarım. Zira gerçekten de genel kanaat çok doğru. O partiye geldiği anda herkesin -ki buna Kılıçdaroğlu da dahil- yeri daralacak! Sarıgül İstanbul'u kaybetse bile onu basamak yapıp arkasındaki o müthiş lobinin de desteği ile partinin genel başkanlığına yerleşecek!