Biz de bu yıl tatilcilerin favori mekânı Bodrum'u tercih ettik. Mütevazı olsun diye de Turgutreis beldesinde konakladık. Çünkü oralarda fiyatların daha makul, bizim bütçemize uygun olduğunu düşündük. Ama tabii evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü Turgutreis rüzgârı bol, denizi fazlaca dalgalı bir belde. Bodrum'da değil sanki Karadeniz kıyısında falan tatil yapıyor duygusu yaratan bu beldenin özellikle Kadı Kalesi tarafında dilediğin gibi yüzmek çok mümkün değil! Bu yüzden de hemen her gün başka plajlara gitmek zorunda kaldık. Allah'tan arabayla gitmişiz. Yoksa tam bir perişanlıkla baş başa kalırdık. Çünkü bu belde her yere uzak! Taksi fiyatları fahiş! Eşim ve oğlum taksiyle Turgutreis'in merkezinden bulunduğumuz tesise bir kez geldiler ve toplasanız 2 ya da 3 kilometrelik mesafeye 25 TL ödediler.
Bu arada tabii yerel seçimlerle ilgili nabız yoklama imkânı da buldum. Önümüzdeki seçimde belde belediyeleri tek çatı altında toplanıyor. O yüzden de inanılmaz rekabet yaşanıyor Bodrum'da. Duyulmuş bi şekilde orada olduğum. Bazı belediye başkanları görüşmek istedi hatta ama ben kibarca reddettim. Çünkü yazacaklarımda kimsenin etkisi olsun istemedim. Öyle ya! "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!" Önemli olan onların anlattıkları değil, benim ne gördüğüm ve halktan ne duyduğumdur.
"Çıfıt Çarşısı" diye bir tabir vardır hani. İşte aynen bu tanıma uyan bir belde Turgutreis. Merkez tam bir keşmekeş! Belediyeciliğin esamisi okunmuyor. Sadece tatilciler değil, yerli halk da CHP'li Başkan Mehmet Dinçberk'ten, "aman aman" deyip yaka silkiyor. Bodrum merkez de Turgutreis'in bir başka versiyonu. Bodrum gibi dünya markasına yakışmayan bir belediyecilik sergileniyor. Eğer mevcut başkan Mehmet Kocadon iddia edildiği gibi CHP adayı yapılırsa yüzde yüz kazanılacak olan seçim CHP için riske girer! Çünkü Kocadon'dan memnuniyet yok denecek kadar az. Bi de zaten CHP tabanı kazan kaldırmış durumda. Aday olması halinde ona asla oy vermeyeceklerini söyleyen onlarca insanla konuştum. Bir piyangocu mesela şöyle diyor:
"Atadan CHP'liyim ama eğer Kocadon aday yapılırsa yemin ettim bu defa oy vermeyeceğim!" Alternatifini de sordum. Cevap şu oldu: "Konacık çok iyi! MHP'li ama olsun! Kocadon olursa, bu defa oyumu ona vereceğim!" Gerçekten de öyle! Mehmet Tosun çok başarılı bir yerel yöneticilik sergiliyor. Kiminle konuşsam onunla ilgili hep aynı yorumu aldım. Bence dikkatle izlenmesi ve kesinlikle harcanmaması gereken bir isim.
Tabii tek iyi o değil. Yalıkavak Belediye Başkanı da çok başarılı. Beldeye girdiğiniz anda anlıyorsunuz bambaşka bir hizmetle karşı karşıya olduğunuzu. Pırıl pırıl mekânlar, gıcır gıcır, tertemiz yollar Bodrum'un yüz akı. Bazıları CHP'li Mustafa Saruhan'ın bu başarısını Azeri işadamı Mansimov'a bağlıyor. "Onun sayesinde oldu olanlar" diyor ama bence Mansimov gibi dev bir yatırımcıyı Yalıkavak'ta yatırım yapmaya ikna etmek bile başlı başına bir başarı. CHP tabanının da favori adayı olan Saruhan'ı devre dışı bırakmak büyük kötülük olur Bodrum'a, benden söylemesi!
İyi az ama kötü çok! Mesela Türkbükü! Tam bir rezalet! Ben olsam Türkbükü sakinlerinin yerinde, yerel seçimi filan beklemem derhal alırım o adamın elinden mazbatasını! Muhtara versen Halil İbrahim Kaynar'dan daha iyi yönetir çünkü. Hakkında çok şey anlatıldı ama yazamayacağım, zira davalık olmak istemiyorum kimseyle. Ancak şu kadar söyleyeyim, hakikaten o koltuğu hiç hak etmeyen bir belediye başkanı Kaynar.
Gelelim Gündoğan'a... Orada da MHP'li bir belediye başkanı var. İbrahim Bilgi... Gündoğan çok temiz, şirin bir belde. Bodrum'un o cafcaflı, şaşaalı yaşamından farklı bir atmosfere sahip. Sadeliği, bi de Bodrum'un simgesi begonvillerin bütün caddeleri süslemesi çok hoşuma gitti. Sağlık sorunları yaşayan Bilgi'nin aday olup olmayacağı bilinmiyor, ancak partidaşı Konacık Belediye Başkanı Tosun'u alt edebilirse -ki çok zor görünüyor- kazanma ihtimali olan şanslı adaylardan biri de o bana göre.
Yarın devam Bodrum kulislerine...