Piri Reis'ten sonra gelen en büyük harita ustalarından biri Gerardus Mercator. O bir Flaman.
Yani Belçikalı ve bizim Piri Reis gibi dünyanın şekli, biçimi üzerine epeyce kafa yoran ünlü bir kartograf. Adını duymuştum lise yıllarında okutulan ders kitaplarında ama işin doğrusu "ne yapmış bu adam, ne etmiş" diye bakınmak için çok derinliklerine inmemiştim.
Ama Brüksel'de Piri Reis ve Mercator'un haritacılık konusundaki çalışmalarını ve eserlerini ele alan panel ve sergiye katılınca mecburen daha fazla tanımak zorunda kaldım. Biliyorsunuz UNESCO 1513'te çizdiği haritanın 500. yıl dönümü münasebetiyle Piri Reis'i de bu yılki kutlama programlarına alma kararı aldı. İşte bu etkinliklerden ilki Brüksel'de, görünümü hâlâ kütüphane olan ama artık sadece kültür ve sanat etkinlikleri için kullanılan Solvoy'daydı. Salonda iki harita ustasının çizimleri dizilmişti karşılıklı. Ben Piri Reis'ten başladım sergiyi gezmeye. O biter bitmez de Mercator'un haritalarını inceledim. Ve bariz biçimde onun Piri Reis'ten etkilendiğini gördüm. Resmen bizim Reis'in bıraktığı yerden alıp devam etmiş Mercator. Ama tabii geliştirerek, zenginleştirerek.
Mesela Kıbrıs'ı çizen Reis'in haritada bıraktığı eksiklikler Mercator tarafından tamamlanmış.
Sanki dersiniz ki babasından aldığı beceriyi devam ettiren bir evlat
Mercator.
Neyse... İlgi alanıma girmemesine rağmen, iki büyük harita ustasını karşılaştırma imkânı verdiğinden çok sevdim ben bu sergiyi.
Hem Piri Reis'i Flamanlarla, hem de Mercator'u bizlerle buluşturmaya aracılık eden bu serginin mimarı Yunus Emre Enstitüsü'ne teşekkür ediyorum ve yeni kuşağın tarihteki insanların birbirinden nasıl etkilendiğini anlatmak açısından aynı serginin mesela İstanbul'da açılmasının faydalı olacağına inanıyorum.