Biliyorum Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğünü iddia eden bazıları yine abuk sabuk yorumlar yapacaklar bu yazdıklarım üzerine ama umurumda değil. Diyeceklerini demeye devam etsinler zira ben sadece işimi yani gazetecilik neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. Haber refleksi neyi şart koyuyorsa o şarta uyuyorum.
Dün duydum ki konuşuyormuş Emre Uslu ve familyası hakkımda ileri geri Twitter'da. Hatta patronaja sık sık mesajlar yollayıp kovdurmaya çalışıyorlarmış bendenizi SABAH'tan. Canları ne isterse yapsınlar. Kime ne mesaj verme derdindeyseler versinler ama merak ediyorum nedir bu insanların derdi benimle? Neyi yanlış söyledim? Nerede hata yaptım?
Bugün gazetesi çıkıp dedi ki; "Özal köpeklerin öldürüldüğü striknin kreatin denen maddeyle öldürülmüş" Naaptım ben de? Salak salak bakınmak, alkış tutmak yerine açıp işin bir uzmanına sordum doğru mu değil mi diye. Onun anlattıklarından da yola çıkıp; "Eğer Özal striknin kreatinle öldürüldüyse ben ne olayım?" şeklinde bir yorum yazdım.
Başta gazetenin Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan olmak üzere bir sürü kişi itiraz etti yazdıklarıma. Bazıları hakarete boğdu. N'oldu peki yarım saat geçmeden? Daha şahsıma saldırılar sürerken Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce canlı yayına çıkıp milyonların önünde dedi ki; "İddia edilen maddeyle ilgili bir bulgu yok elimizde!" Özür dilemeleri gerekirken bir de kalkıp "Bu yazdıklarını sakla, zamanı geldiğinde sana yedireceğiz!" mealinde mesajlar yolladılar.
Ardından Bugün'ü yalanlayan başka bir haber de Zaman gazetesinden geldi. Gazete, "Striknin Kreatin'le değil, DDT ile yani böcekleri öldüren ilaçla zehirlenmiş" dedi. İşe bakın ki, sanki "striknin kreatinle zehirlendi" iddiasını ortaya atan benmişim gibi familya bana karşı saldırıya geçti!
Yahu bana hesap soracağınıza niye dönüp haberi yapan gazeteye, "Hani köpek öldürenle zehirlenmişti" demiyorsunuz! Nasıl bir türsünüz siz yahu? Nasıl gazetecisiniz? Ayrıca pardon ama ne mecburiyetimiz var size hep tef çalmaya? Bir de inanmıyorum kardeşim Özal'ın zehirlenmiş olabileceğine. O günün tanıklarını dinliyorum. O günlere şahit olanlara kulak veriyorum ve mantıklı gelmiyor bugün ortaya atılanlar. Ne yapacaksınız şimdi? Hadi söyleyin bakalım! Ne yapacaksınız?
Asacak mısınız? Sürecek misiniz başka diyarlara? Ya da, "Ahhh bunun da parmağı vardır Özal'ın ölümünde" deyip tıktıracak mısınız beni oraya buraya?