Kime cevaplayamayacağı, altından kalkamayacağı bir eleştiride bulunsam aynı şeyi yapıyor.
Ya, soru sormaktan, Fatih Altaylı'nın her söylediğine emme basma tulumba gibi kafa sallamak, "Evet Fatihhhh Bey... Öyle mi Fatihhh Bey..." mealinde cümleler kurmaktan başka bir pozisyonum olmayan 4 sene önceki programın YouTube'daki kayıtlarını bulup sürüme koyuyor. Ya da, sanki ben geçmişte AKP karşıtı olduğumu saklıyormuşum gibi oradan saldırıyor.
Evet. Doğru. Ben mesela dindar bir Cumhurbaşkanı ve başı örtülü eşinin Türkiye'nin dış dünyaya verdiği fotoğraf açısından doğru bir tercih olmadığını düşünüyordum. Evet. AKP karşıtıydım. Çünkü AKP'nin ülkenin sahip olduğu rejim konusunda bir tehdit olduğuna inanıyordum. Ancak pardon ama bana böyle düşündürten etkenler, 28 Şubat'takinden farklı değildi ki! Hatırlayın. O dönemlerde atılan manşetleri, yapılan yorumları, anlatılan hikâyeleri filan.
Bir de tabii çok yakından tanımıyordum ben Türkiye'yi İranlaştıracağı, geriye götüreceği ve Batı'dan uzaklaştıracağı iddia edilen bu insanları.
Vardı tanıdığım ama onlar zaten anlatılan o profile uymuyordu.
Ama yazarlığım vesilesiyle hemen hemen hepsini tanıyorum şimdi.
AKP'li siyasiler, eşleri ve o çevreye yakın edebiyatçılar, gazetecilerle sık sık bir araya geliyorum artık.
Ve gülüyorum haliyle geçmişte o düşündüklerime.
Ha, "Hepsi mükemmel, hepsi dört dörtlük!" filan demiyorum elbette.
Çok iyi insanlar da var aralarında arkadaşlık yapabileceğim, dostluk kurabileceğim. "Aman benden uzak dursun" dediklerim de.
Mesela örnek vereyim; Star gazetesinin başörtülü yazarı Sibel Eraslan. Önyargılıydım evet kendisine. Arkadaş olduk. Hatta çok yakın. İnanın onun gibi candan, samimi, hakikatli ve bir o kadar da matrak kadın çok az tanıdım ben hayatımda. Yok mu ayrı düştüğümüz noktalar? Ya da farklı gördüğümüz olaylar? Var elbette.
Ama bu arkadaş, dost olmamızı engeller mi?
Sözün özü; Evet. Ben bir dönem AKP karşıtıydım. Hatta azılı!
Ama şimdi değilim kardeşim.
Sağ olsunlar. Var olsunlar kırdılar onlara olan önyargılarımı.
Temelinde insan olan yaklaşımın daha muteber bir kavram olduğunu anlamamı sağladılar.
Durum budur.
Var mı itirazı olan?