Eminim farkında değildi Enver Aysever, canlı yayında, "Gelecek haftaki MYK'da Kadıköy, Bakırköy ve Kağıthane ilçelerinin görevden alınması kararı gelirse, Gürsel Tekin ve Bihlun Tamaylıgil istifa edecek!" sözleriyle son derece gizli yürüyen mühim bir operasyonu deşifre ettiğinin. Ve bu deşifreyi yaparak İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'yı nasıl güç duruma düşürdüğünün.
Peki acaba neydi söz konusu operasyon?
Kimin içindi?
Anlatayım efendim...
Gürsel Tekin'in İstanbul örgütü üzerindeki gücünü eskisi kadar olmasa da hâlâ muhafaza ediyor pozisyonda olması can sıkıcıydı yeni il başkanı için. Yemek lazımdı yani onu.
Ama nasıl?
Bunun için elde sağlam bir malzeme olması gerekiyordu.
Yoktu aslında ama bir süre önce Gürsel Tekin, ulu orta, kulağına gelen duyumlardan hareketle, "İl Başkanı Kadıköy, Kağıthane ve Bakırköy ilçe başkanlarını görevden alacağım diye ahkam kesiyormuş. Bunu yaparsa MYK'da istifamı basarım kardeşim!" şeklinde konuşunca kendisini kurban etmek isteyenlere, kendi elleriyle şahane bir malzeme sunmuş oldu.
Son derece gizli yürütülmesi gereken bu operasyon için derhal düğmeye basıldı.
Kurgusunu bizzat kendisinin yaptığı senaryoyu örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı Nihat Matkap'ın önüne koyan Salıcı'nın bütün amacı Tekin üzerinde baskı kurup, MYK'dan istifa etmesini sağlamaktı.
Her şey yolundaydı. Adım adım ilerliyordu olay.
Fakat iddiaya göre Nihat Matkap inanılmaz bir hata yaptı.
Çenesini tutamadı ve hemşehrisi olan televizyon yorumcusu Enver Aysever'e bu durumu olduğu gibi aktardı.
O da, ekranın büyüsünden mi, gazetecilik filan bilmezliğinden mi artık nedir bilemiyorum. Bizzat kendisinin de destek verdiği operasyonu harfi harfine deşifre etti ekranda.
Kulis bomba gibi patladı gündemde ama bir yandan da karşı tarafın meseleye uyanmasına sebebiyet verdi.
Hal böyle olunca da her şey ters tepti tabii.
Cuma akşamı yapılan İl Yönetim Kurulu toplantısında Kadıköy ve Kağıthane ilçelerini görevden aldığını söyleyen İl Başkanı'na, Tekin'e yakın oldukları bilinen iki genç isim, Nadir Ataman ve Erol Şahin, "Bu arkadaşlar gece gündüz çalıştılar. Ne için görevden alıyorsunuz? Görevden alınmalarını gerektirecek hiçbir sebep yok! Alenen kıyım yapıyorsunuz. Biz bu kıyıma, emeğin böylesine heba edilmesine onay vermeyiz!" diyerek rest çektiler.
Salıcı inat edince de, bu kez istifa dilekçelerini çıkarıp masaya koydular.
Zaten atama olan yönetim, yedeği filan olmadığı için tüzük gereği düştü.
Anlayacağınız, Tekin atağa öyle bir kontratakla cevap verdi ki, "Cin olmadan adam çarpayım" havasındaki Salıcı'yı anasından doğduğuna pişman etti o akşam.
Adeta, "Bizans öyle olmaz, bak böyle olur güzelim!" dedi.
Haklı da!
Çünkü Başkan Salıcı'nın hem hareketi, hem de izlediği yol doğru değil.
Ohh ne güzel. O gelsin canını sıkanı alsın. Bu gelsin öbürünü alsın.
Adam bırakmadılar be örgütte!
Doyamadılar bir türlü şu 'kasaplık' işine yahu! Vallahi kendisini tanımıyorum.
Tanısam Oğuz Kaan Salıcı'yı. Kendisine açıp telefon diyeceğim ki; "Ya madem bu kadar meraklısın görevden almaya filan. O zaman kardeşim niye imarda yaptığı oyunları, haksızca kazandığı rantı, işgalciliğini belgeleri ile gözler önüne serdiğim Beylikdüzü İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu almıyorsun? Yiyorsa seçim kazanmış, çalışmış, iş yapmış adamları değil. İmamoğlu ya da ilçesindeki belediyelerden utanmadan ihale alan 'aç gözlü' ilçe başkanlarını görevden al! Al ki ben de sana o zaman, 'adammsınnn' diyeyim arkadaş!"