Cuma günü kaleme aldığım, "Başka bir EMRİNİZ var mı paşam?" başlıklı yazım epeyce bir şaşkınlık yarattı kamuoyunda.
Bazılarınız sordu; "Neden o komutanın adını açık açık yazmadın?" diye.
Yazmadım çünkü amacım yaşı epeyce kemale ermiş eski bir komutanı, bir ayağı çukurdayken durduk yerde rencide edip, rahatsızlık filan vermek değildi!
Haksızlık da olurdu zira.
Çünkü benim elime geçen faksta yazan tarihe göre 1992 yılının Kara Kuvvetleri Komutanı denk gelmişti.
O paşa hasbelkader sobelenmişti yani!
Ama o komutan 1980'deki de olabilirdi.
2004'teki de!
Bir diğerinin öbüründen ne farkı vardı ki sanki?
Ne yani seyahat yapacağı kolordudan bir kuş sütü istemeyen tek general 1992'de görev yapan komutan mıydı?
Siz de biliyorsunuz ki, ben de biliyorum ki geçmişte TSK'da görev yapmış hemen hemen bütün generallerin, daha doğrusu üst rütbelilerin, kurum içerisindeki hal ve davranışları, yaşam biçimleri birbirinin benzeridir.
Ufak tefek farklar vardır.
Onlar da şöyledir; 1992'deki komutan 3 dakika 15 saniyede pişirilmiş rafadan yumurtadan, 2002'deki yağda pişirilmiş yumurtadan zevk alırmış!
Evvel de söyledim.
Amacım TSK'yı filan yıpratmak değil!
Amacım kuruma çeki düzen verilmesi yönünde yeni komuta kademesine, özellikle de Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e yol gösterici olmak!
"Geçmişte bunlar oldu. Yanlıştı. Ayıptı! Lütfen artık bu ayıpları ortadan kaldırın" demek!