Adı bende saklı bir arkadaşımın kızı İstanbul'daki Saint Michel Fransız Lisesi'nde hazırlıkta okuyor. Geçen hafta sonu aradığında hüngür hüngür ağlar vaziyetteydi. Habertürk söz konusu okulun Fransız Müdürü Jacques Augereau'yla ilgili bir haber yapmış. Okulun eski bir çalışanının beyanına dayanarak müdürün tacizci olduğunu filan yazmış. Arkadaşım müdürü çok yakından tanıyor. "Katiyen inanmıyoruz onun böyle bir karakterinin olduğuna ama haberden sonra kıyamet koptu. Eşim kızı okuldan almak istiyor. 'Ben böyle bir müdürün olduğu okula kızımı yollamam' diye ayak diretiyor. İkna edemiyoruz. Ne olur birkaç satır bir şeyler yaz bu konuda" dedi. Arkadaşım tacize uğradığını iddia eden kadın ile ilgili de ilginç şeyler anlattı. Ancak durduk yerde kimseyle davalık olmak istemediğim için anlattıklarını buraya yazmayacağım. Bu arada Fransız müdür evliymiş. Ailesi de, adamın kendisi de perişan olmuşlar. Şikâyet eden kadının niyeti nedir bilmiyorum ama bence bu türden haberlerde daha dikkatli olmak gerekiyor. Şahsen onca zaman birlikte çalıştığım Habertürk gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı beni çok şaşırttı. Çünkü eskiden bu türden haberler önüne getirildiğinde iddiayı ispatlayan kanıt olsun isterdi. Bu olayda gördüğüm kadarıyla kanıt olabilecek herhangi somut bir belge de yok. Bence müdür pisi pisine harcanmış bu haberle. Fatih Altaylı'nın kendisini Fransız müdürün yerine koyup yani empati yapıp, "Ya bir kadın bana böyle bir iftira atsaydı?" deyip özür dileyen bir yazı yazması gerekiyor bence. Öyle ya! Ya o müdürün yerinde Fatih Ağabey'im olsaydı? Ne yapardı? Nasıl anlatırdı başına gelen bu korkunç rezaleti?