2007 seçimlerinde sonuçları neredeyse yüzde yüze yakın bir tahminle bilen ancak referandumdaki oranlarıyla resmen çuvallayan Adil Gür, 12 Haziran'la ilgili yaptığı yorumlarıyla sadece CHP'lileri gazlamıyor; maalesef bizim mahalleden de epeyce bir adamı coşturuyor. Mesela onlardan biri Güneri Civaoğlu. Dünkü yazısında A&G'nin sonuçlarını yorumlarken bayağı bir ikna olmuş havadaydı.
Civaoğlu gibi tecrübeli bir ismin diğer şirketlerin sonuçlarını da analiz etmeden Adil Gür'ün oranlarına takılmış olması biraz tuhaf bir durum gibi görünse de, tablonun böyle olmasını umut eden bir yazar için bence gayet normal bir durum.
Bir başka coşan meslektaşım ise Yavuz Semerci.
O da dünkü Habertürk'teki köşesinde bayağı bir uçmuş.
Belli ki o da Adil Beyciğimin fena gazına gelmiş.
Demiş ki mesela; "Bana göre İstanbul'da dağılım şöyle olacak: 85 vekilden 41'ini AK Parti, 35'ini CHP, 6'sını MHP, 3'ünü de bağımsızlar alacak!"
Yavuz'un bu paylaşımlarını hesaplattım işi bilen bir arkadaşıma.
Dedi ki; "Neredeyse CHP ve AKP'yi İstanbul'da kafa kafaya göstermiş. 'AKP yüzde 43-44, CHP 35-37' falan demek istemiş yani. Keşke öyle olsa ama bu imkânsız! Çünkü CHP'nin İstanbul'daki en iyi oy oranı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu dönemdir. Ki o oran da yüzde 37'ydi. Hatırlarsanız o dönem İstanbul'da inanılmaz bir Kılıçdaroğlu dalgası vardı. Fakat o dalga çöktü ve CHP bayağı gerilere düştü. CHP yüzde 30 civarı bir banda oturdu İstanbul'da. AKP de yüzde 45'in biraz üzerinde!"
Benim rakamlarla pek aram yoktur. Matematiğim oldum olası berbattır. Görüyorsunuz işte Yavuz'un İstanbul'daki vekil paylaşımlarını bile kendim hesaplayamadığım için bir arkadaşın yardımını almak zorunda kaldım.
Ama Yavuz rakamlarla iç içe yaşayan, rakamlarla sektörde bambaşka bir yeri olan bir meslektaşımızdır. Nasıl böyle yanıldı, nasıl böyle bir yanlış hesaplamanın içine düştü anlayamadım valla!