Belli ki Zafer Mutlu benim epey zamandan beri kendisiyle ilgili "CHP'yi alenen dizayn ediyor! Önce Mustafa Sarıgül'ü parti kurmaktan vazgeçirdi. Sonra yakını Erdoğan Toprak'ı MYK'ya genel başkan yardımcısı yaptı. Şimdi de Nebil İlseven'i İstanbul İl Başkanlığı'na getirdi" şeklindeki yazılarımdan sıkıntı duymuş.
Duymuş ki, yazdıklarıma cevaben kendince zorunlu bulduğu bir açıklama yapmış önceki gün.
Haberim yoktu. CHP genel merkezine oldukça yakın bir haber kaynağım arayınca öğrendim. Demiş ki; "CHP'de kurultay sonrası yapılan yönetim değişiklikleriyle ilgili olarak basında yer alan kimi değerlendirmelerde adımın tamamıyla hayal mahsulü senaryolar içinde kullanıldığını üzülerek görüyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile ne genel başkan seçildikten sonra ne Kurultay sonrası baş başa bir görüşme yaptım, ne de telefonla konuştum. Birlikte çalıştığım gazeteci arkadaşlarımla iki kez ziyaretine gittim. Bu görüşmeler gazetecilik çerçevesinde gerçekleşmiş ve doğal olarak hiçbir şekilde CHP'nin iç işleyişi ve olası yönetim değişiklikleri gündeme gelmemiştir. Hal böyleyken uzun zamandır görmediğim Sayın Erdoğan Toprak'ın Genel Başkan Yardımcısı olmasında, Sayın Nebil İlseven'in CHP İstanbul İl Başkanı olmasında bırakın katkım olmasını, önceden haberim bile olmamıştır. Bu açıklamayı, konuyla ilgilenenleri bilgilendirmenin yanı sıra bu tür bir rolün bana biçilmesinin CHP'ye ve Sayın Genel Başkanı'na haksızlık olduğu için yapıyorum."
CHP'li kaynağım, Mutlu'nun bu zorunlu olarak yaptığı açıklamayı telefonda okuduktan sonra ilginç bir iddia attı ortaya. Dedi ki:
"Sevilaycığım. Biliyor musun? Ya Zafer Bey doğruyu söylemiyor. Ya da Gürsel Tekin!"
Anlamadım tabii ne demek istediğini. O da bu durumu fark edince, ne demek istediğini enine boyuna açtı.
"Birinden biri yalancı! Çünkü birkaç ay önce Gürsel Tekin benim de aralarında olduğum bir grup arkadaşın yanında, 7 Ekim akşamı Zafer Bey'in evinde yemek yediklerini söylemişti. O yemekte Kılıçdaroğlu ve Erdoğan Toprak da varmış üstelik. Vallahi onun yalancısıyım. Söylediğine göre çok güzel bir akşam geçirmişler hep beraber!"
Kaynağım adının açıklanmasını istemedi. Ama, "Bunu da yalanlarlarsa, yaz adımı o zaman kardeşim!" şeklinde de bir tavsiyede bulundu. Zafer Mutlu'nun manevralarından bıkmışlar çünkü!
Sonra söylendi de söylendi adamcağız.
"Yola çıktık. Artık iktidar olmak istiyoruz. Deliler gibi çalışıyoruz. 5 ay sonraki seçimlerden alnımızın akıyla çıkmak istiyoruz. Ama Zafer Bey ve bağlı olduğu grup buna izin vermiyor. Kim kardeşim Nebil İlseven? Niye başımıza bela ettiler bu adamı? İl Başkanı yapacak adam mı kalmamıştı da böyle şaibeli bir adamı getirip örgütün başına koydular? Ne katkısı olacak bu adamın CHP'ye? Kim tanır Nebil İlseven'i? Kim bilir? Gücü nedir bu adamın? Kemal Bey ne yaptığının farkında mı gerçekten? Kaç gündür milletin bu adam hakkında yazıp çizdiğini okuyoruz. İşimiz gücümüz yok bir de millete bu konuda hesap mı vereceğiz yani? Tanımadığımız, bilmediğimiz Nebil Bey'in geçmişine mi sahip çıkacağız durduk yerde? Karışmasınlar kardeşim partimizin iç işlerine! Bulaşmasınlar! Rahat bıraksınlar bizi yahu!"
Duydunuz mu Sayın Mutlu? Hissettiniz mi zavallı CHP'lilerin haykırışlarını içinizde?
Lütfen... Ama lütfen... Hepsi adına sizden rica ediyorum efendim. Çekin artık elinizi bu partinin üzerinden ya!
Siz işinize bakın.
İ-şi-ni-zeeeee!!!!