Öğrendiğime göre referandumun hemen sonrası Başbakan Erdoğan'da Pakistan'a gidecekmiş. İsabetli olur. Ancak Başbakan'a giderken yanında mümkün olduğu kadar gazeteci götürmesini tavsiye ederim naçizane. Hatta mümkünse gazetelerin ve televizyonların genel yayın yönetmenlerini. Çünkü Türkiye insanına orada yaşanan trajediyi anlatmanın en iyi yolu bu.
Peki kimler gitmeli?
Kesinlikle genç, dinamik ve dayanıklı olanlar. Mesela Yiğit Bulut! Yüzde yüz Başbakan'ın yanında yer almalı bir kamerayla. Akif Beki. Enis Berberoğlu. İsmail Küçükkaya. Eyüp Can. Fatih Altaylı. Tayfun Devecioğlu. Yusuf Ziya Cömert ve tabi ki Mustafa Karaalioğlu.
Bizden Emre Aköz ve Mahmut Övür'ün orada yaşanan dramı çok güzel anlatacağına inanıyorum. Onun için davet edilmeliler. Reha Muhtar son dönemin en duygusal içerikli yazılarını yazan adam. Gelmeli.
Muharrem Sarıkaya için çok değişik olur bu seyahat. Metahan Demir'e gerek yok! O sırasını savdı. Zavallı, 8 kadın yazarın arasında bir başına o kadar muhteşem bir iş çıkardı ki Pakistan'da anlatılır gibi değil!
Hani ola ki Berberoğlu, "Tecrübe etti. Benim yerime Metahan gelsin!" falan derse yememek lazım!
"Herkes bir kere bu tecrübeyi tatsın" demek lazım.
Az kalsın unutuyordum.
Bilirim uçak korkusu falan vardır ama bir kereliğine olsun bunu yenebilir. O nedenle Ahmet Kekeç'i de öneriyorum. Tabi kankası Salih Tuna'yı da... Başbakan bunu yapmalı. Onlara bu onurlu ve gerçekten büyük sorumluluk yükleyen habercilik duygusunu muhakkak tattırmalı. Çünkü asıl mesele Washington'a, Londra'ya gitmek değil.
Mesele bu haliyle Pakistan'a gidebilmek...