1978'de 7 TİP'liyi öldüren Bahçelievler Katliamı'nın baş aktörü Haluk Kırcı 32 yıl sonra ilk kez konuştu; "Evet. Onları ben öldürdüm!" diyerek aslında bilinen bir gerçeği kendi ağzından ilk kez ilan etti... İki gün süren söyleşiyle ilgili birçok meslektaşımdan tebrik mesajı almak acayip mutlu etti beni. Hepsinin ortak kanaati; "İyi gazetecilik. Süper habercilik!" olunca hem kendimle, hem de söyleşinin hakkını veren gazetemin yazı işleriyle gurur duydum. Başta kaptanımız Erdal Şafak Ağabey'imiz ve birbirinden kıymetli editörlerimizle...
Buraya kadar tamam. Ancak tamam olmayan bir şey var. O da, "Hiç utanmadın mı bu katil için kalemini oynatmaya? 7 kişinin ölümünden sorumlu bir adamın reklamını yaptın! Nasıl yakıştırdın kendine böyle bir söyleşiyi?" mealindeki bazı okur tepkileri! Neye yalan söyleyeyim; "Afalladım!" Hani, söyleşi Kırcı'yı aklamaya, parlatmaya dönük bir söyleşi olsa diyeceğim ki, "Eyvallah!" Ona "Siz bir katilsiniz!" dememiş olsam ya da o "Hayır ben öldürmedim" veya "Öldürdüm ama hak etmişlerdi!" dese yine eyvallah! Ama adam diyor ki; "Evet. Ben öldürdüm! Çünkü 20 yaşında bir genç olarak öldürmeye şartlandırılmıştım o dönem! Çünkü öldürmemiz gerektiği söylenen insanların birer vatan haini olduğu empoze ediliyordu bize. O dönem pisi pisine 5000 insan öldürüldü. Berbat bir dönemdi ve bugün bütün bunları size anlatmamın tek sebebi bazı meseleleri şiddetle çözmeye meraklı gençlere, 'Şiddetle hiç bir şeyi çözemezsiniz! Şiddet sadece şiddeti doğurur!' mesajını vermek!"
İşte bütün bunları yazıyorum cevaben beni yerden yere vuran bu arkadaşlara. Sonra da diyorum ki derdimi iyice anlatmak için;
"Yahu ben gazeteciyim...Patron bana bu iş için para veriyor. Yani gazetecilik yapmak için! Yaptığı katliamın ardından tam 32 yıl sonra bir adamın itirafı, anlattıkları ve sonuna bağladığı mesajları dünyanın neresinde olursa olsun büyük haberdir! Sükseli haberciliktir!" Bu defa da diyor ki; "Ne yani bir fırsatını bulsan Abdullah Öcalan'la da söyleşi yapar mısın?" "Elbette!!! Hangi gazeteci yapmaz ki!" diyorum... Allahhhhhh....Başlıyorlar saydırmaya; "Yandaş! İktidar yalakası! Satılık kalem! Tetikçi! Allah'ın belası! Alçak! Namussuz!" filan diye... Dayanamıyorum artık; "Tamam ulan! Bundan sonra lay lay lom yazacağım... Börtü... Böcek...Kuşlar...Mekânlar..." O zaman sırf yorum yazmış olmak için yorum yazan bu garip okur zevatından "Tık" çıkmıyor. Niye peki? Eee çünkü arı kovanına çomağı sokup sokup çıkarıyorum bendeniz. Dolayısıyla rahatsız ediyorum bu malum zevatı. Peki yer miyim sizce ben bu numarayı? "Pııışşıkkkkkkk!!!!"