Hatırlayın, 19 Mayıs 2010'da; "Mustafa Sarıgül, Gandi Kemal'e, Zafer Mutlu aracılığı ile mesaj gönderdi. Kurultaydan Genel Başkan çıkmanız halinde tüm varlığımla yanınızdayım!" diye yazmıştım.
Ancak aynı gün jet hızıyla bir açıklama yapıldı Sarıgül tarafından; "CHP'ye geçeceğim yönündeki iddialar külliyen yalandır! TDH bağımsız bir harekettir. Ve kuruluş çalışmaları da son sürat devam etmektedir!"
Beni yalan haber yapmakla suçladı adeta!
Cevaben dedim ki; "Ben bunu ispatlayamıyorum ama yazdıklarımın arkasındayım. Haberim yüzde yüz doğrudur!"
Peki dün ne oldu?
Bana, "Yalancısın, yalan yazıyorsun Sevilay! Yazıklar olsun!" diyen Sarıgül ne yaptı?
Topu topu 8 gün sonra, kamuoyuna, Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye genel başkan olmasının ardından parti kurma çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. Üstelik Kılıçdaroğlu'nu arayarak tebrik ettiğini, şartların oluşması halinde de CHP'ye katılabileceğini söyledi.
Şimdi ben ne diyeyim?
"Ayıptır yahu! Hiç değilse birkaç ay bekleseydin kendi kendini de yalanlamak için!" mi, yoksa "Derhal benden özür dile Bay Sarıgül!" mü?
Yok, yok! Ben en iyisi hiççç bu polemiğe girmeyeyim ve Sarıgül'ü en baba kaleme havale edeyim!
Daha doğrusu bu zevki ona bırakayım.
Hadi Engin Ardıç! Top sende artık. Dilediğin gibi çevirebilir, dilediğin gibi vurabilirsin!
Kolay gelsin abiiii!