CHP kulisleri kaynıyor. Kendisine yakın kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, kamuoyundan ve en önemlisi parti tabanından yoğun eleştirilere maruz kalan parti meclisi listesi konusunda pek hoşnut değilmiş Kemal Bey. Hatta çarşamba günü kaleme aldığım makalede adı geçen çiçeği burnundaki üye Korkmaz Karaca denen muhteremi yakından tanımadığı, bu şahısla ilgili ancak yazımı okuduktan sonra bilgi sahibi olduğu, o bilgilerden sonra da yakın çevresine, "Eyvah! Ne yaptık biz?" şeklinde dert yandığı kulağıma fısıldananlar arasında.
Elbette ki bu durumda, Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Geçmiş olsun" demekten başka şansımız yok sevgili okurlar.
Çünkü o tren kaçtı artık! Ancak bugün mühim olan, Kemal Bey'in yarınki trene kimleri bindireceğidir!
Bilindiği gibi yarın CHP'nin tepe kadrolarının yani Merkez Yürütme Kurulu üyelerinin ataması var. Parti tüzüğüne göre MYK atamalarındaki bütün yetki genel başkanın elinde.
Yani cesaret ederse Gandi Kemal, eğer isterse, bütün statükocuları kıtır kıtır doğrayabilir usta bir kasap gibi.
Önder Sav ve onun parti meclisine taşıdığı abidik gubidik adamlara, "Sizin görev alanınız parti meclisi ile sınırlı kalsın. MYK'da kendi kafama göre bir ekip oluşturacağım!" diyebilir.
Ve CHP'nin Türkiye'yi kucaklayacak yeni siyasal anlayışı için düğmeye basabilir. Genç, dinamik, kamuoyunun yakından tanıdığı kafası sadece evrensel sol değerlere basan adam gibi adamlarla CHP gemisini iktidara doğru yola çıkarabilir.
Ancak bütün bu saydığım radikal kararları hayata geçirebilmesi için Kemal Bey'in illa ki bir şeylerin farkına varması lazım!
Peki nedir bunlar?
Sayayım...
1) Kendisini o koltuğa CHP delegelerinin ya da Önder Sav ekibinin değil, dipten gelen kamuoyu baskısının taşıdığını...
2) Ve şu anda davul da, tokmak da elinde olan, o partinin en yetkili adamı olduğunu...
3) Esen rüzgârın nedeninin Gandi Kemal olduğunu, yani CHP ya da Önder Sav olmadığını...
4) Parti politikalarına yön verecek MYK kadrolarında iplerin kendi elinde olmaması halinde er ya da geç altının oyulacağını... Muhakkak bir kumpasa kurban edileceğini...
5) Artık kendisinin sıradan bir grup başkanvekili filan değil, bu ülkeyi 8 yıldır idare eden AKP Hükümeti'nin güçlü ve karizmatik lideri Başbakan Tayyip Erdoğan'ın rakibi Gandi Kemal olduğunu...
Farkına varır mı peki?
Onun cevabı da kutudaki yazımda!