Geçtiğimiz pazartesi, hemen hemen tüm gazetelerin sayfalarını süsleyen bu fotoğrafı gördüğüm an içim sızladı... Kahroldum...
Neden mi sevgili okurlar?
Nedenini anlamanız için bu fotoğrafı benim gibi okumanız lazım.
Bakın, ortada Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı...
Etrafında ise Türk basınının birbirinden möhkem kalemleri...
İçlerinden bazıları ya gazetelerin genel yayın yönetmeni ya da Ankara Temsilcisi...
Hepsi erkekkk!
Aslında ağlanacak hallerine gülüyor bu arkadaşlar.
Şöyle dönüp bir baksalar etraflarına... Anlayacaklar aslında nasıl utanç verici bir fotoğraf verdiklerini kamuoyuna...
Kavrayacaklar bu fotoğrafla Türk basınının geldiği içler acısı noktayı nasıl ölümsüzleştirdiklerini...
Görecekler ve belki diyecekler ki birbirlerine; "Ayıp ya! AB adayı bir ülkenin Başbakanı'nın bu kadar önemli bir gezisini izleyebilecek bir kadın Ankara temsilcisi meslektaşımız yok mu yani şu koca ülkenin medyasında?"
Ama nerdeeeeee?
Nerde bu arkadaşlarda o sağduyu, o yürek!
Onlar değil mi zaten, kâh medyada taşları yerine koyan, kâh kaldırıp atan!
Ne diyeyim sevgili okurlar, ne diyeyim ben erkek meslektaşlarımın zihniyetine? Diyebileceğim tek şey vardır bu durumda. O da; "Kahrolsun medyada erkek egemenliği, yaşasın kadın gazetecilerin onurlu direnişi!"dir.
Not: "Hadi içimizden hiçbirimizin o koltuklara oturmasına izin vermiyor, oturanı da kaldırtmak için canhıraş kulis yapıyorsunuz anladık. Bari, tekmiliniz birden bindiğiniz o uçaklarda 32 dişinizi gösterircesine sırıtıp, adamı çatlatmayın yahu! İnsaflı olun biraz insaflı!"