Bazıları Türkiye ekonomisinde kriz çıkarmaya çalışıyorlar. Bu ülkeyi kırılgan beşli içinde gösterip beklentileri olumsuza çeviriyorlar.
Halbuki bu ülkede ekonomik krizin makro ekonomik koşulları yok. O halde gelelim niye kriz çıkamayacağına... Çünkü kırılgan beşli içinde gösterilen ülkelerin ortak özelliği cari açıklarının yüksek olması. Fakat bu kırılgan beşli içinde sayılan beş ülkeden Türkiye hariç Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika'nın cari açıklarıyla birlikte bütçe açıkları da yüksek düzeyde seyrediyor. Hatta Hindistan'ın bütçe açığı yüzde 6.6 düzeyinde. Ve bu ülkeler arasında en düşük bütçe açığı Türkiye'de, bir de Türkiye'de devletin kısa vadeli dış borcu yok. Yine Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında faiz dışı fazla verdiğinden kamu maliyesi sürdürülebilir durumda. Diğer ülkelerde faiz dışı fazla veren bütçe yok. Niye önemli faiz dışı fazla? Önemli çünkü vergilerin bir kısmını harcamayarak mevcut borç stokunu eritip riskleri azaltabiliyorsunuz.
Gelelim cari açığa... Türk parasındaki değer kaybı lüks ithalatı azaltıp ihracatı artıracağından bu yıl cari açığın hızla kapanacağını ileri sürebiliriz.
Yılın ilk ayında ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.6 artarak 12 milyar dolar olması rekabetçi kur etkisini şimdiden gösteriyor bize.
Gelelim açık pozisyondan kaynaklanan kur farklarının hasar vereceği söylentisine... Cari açığı yaratan Koç, Sabancı, Doğuş, Anadolu, Zorlu gibi büyük şirketler döviz borçlarını ödemelerinde zorluk yaşamazlar bu yıl. Çünkü büyük holdinglerin hepsinin aynı zamanda ihracat yaptığını, döviz kazancı olduğunu biliyoruz. Yine Türkiye'nin 2013 yılı 99.8 milyar dolarlık dış ticaret açığının 16.2 milyar doları altın ithalatından kaynaklanıyor.
Hal böyle olunca 2013 cari açığı, altın hariç 42.6 milyar dolar oluyor. Bu açık 2012'deki altın hariç cari açık tutarının da gerisine düşüyor. Bir de altın varlığının kur farklarına karşı bir sigorta etkisi yaptığını belirtelim.
Bu arada şirketlerin sadece Türkiye'deki bankalarda 50 milyar dolar döviz mevduat hesapları olduğunu da unutmayalım.
Dolayısıyla kur riskinin azaldığını belirtelim.
Gelelim Türkiye'nin asıl sorununa... Bu ülkenin asıl sorunu yüksek faiz oluyor. Merkez Bankası'nın 28 Ocak'ta yaptığı yüksek faiz artırımı büyüme hızını kısıtlayacak.
Türkiye, 2011'de olduğu gibi yüzde 2 civarında bir büyüme hızına gerileyebilir.
Anlayacağınız bazılarının ileri sürdüğü gibi ekonomik krizin koşulları yok bu ülkede. Çünkü devletin kısa vadeli dış borcu yok. Bütçe açığı ve kamu borç yükü düşük düzeyde. Felaket tellallarına sakın inanmayın.