Sermaye Piyasası Kurulu, Karsan Otomotiv Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. SPK'nın 27 Ocak 2014 tarih ve 2014/2 sayılı bülteninde "2010-2012 döneminde, Karsan tarafından Heksagon Mühendislik ve Tasarım A.Ş.'den yapılan tasarım ve mühendislik hizmeti alımlarında emsallerine göre bariz şekilde farklı fiyat uygulanması sonucunda, Karsan malvarlığının ilişkili olduğu Heksagon Mühendislik ve Tasarım A.Ş. lehine faiz hariç toplam 8.174.314 TL tutarında azaltılması" suç duyurusuna gerekçe olarak gösteriliyor.
Peki bu firmaların sahipleri kim? Karsan halka açık bir şirket. Ortak ve yöneticileri İnan Kıraç, Jan Nahum, Klod Nahum olarak biliniyor. Karsan'a emsallerinin üzerinde fiyatla hizmet satışı yapan Heksagon şirketinin ortakları kim? Yine İnan Kıraç, Jan Nahum, Klod Nahum olarak görünüyor. Hemen belirtelim bu Heksagon şirketi halka açık değil.
Peki ne olmuş da SPK suç duyurusunda bulunuyor? Şu olmuş: Halka açık Karsan şirketinin büyük ortakları, yine sahibi oldukları Heksagon şirketi aracılığıyla emsallerine göre bariz fiyat farkı uygulayarak halka açık Karsan şirketini sifonlayıp halka kapalı olan kendi şirketlerine kaynak aktarmışlar. İddia bu. Böylece halka açık şirketin mal varlığını yaklaşık 8 milyon lira azaltmışlar. Yani küçük ortağın hakkını almışlar.
Yeri gelmişken şirket sifonlamasına yine bir örnek olay aktaralım... Başbakan Erdoğan'a 2008 krizinde "git IMF'den 35 milyar dolar al, bize ver" diyen işadamlarından biri, Erdoğan IMF'den borç alma talebini geri çevirince "kuyruklu yıldız altında izdivaç" benzetmesiyle beyanatlar vermişti. Bu TÜSİAD üyesi işadamının yaptığı tahsilatları işi yapan şirket yerine farklı şirketlerine kaydırıp şirketini sifonladığı, bu nedenle çalışanların zorda olduğu ileri sürülüyor son günlerde.
Niye anlattık bunları... Anlattık çünkü geçen hafta TÜSİAD Başkanı "evrensel kabul görmüş normlara uyulmadığı takdirde bu ülkeye yabancı sermaye gelmeyeceğini" ileri sürdü. Şimdi TÜSİAD Başkanı'na sormak gerekiyor "SPK'nın suç duyurusu yaptığı işadamlarından bazıları TÜSİAD üyesi olarak biliniyor. Bir TÜSİAD üyesinin halka açık şirketi sifonlaması hangi küresel norma uyuyor?"
Şirket sifonlamanın küresel normlara uymadığı açık bir gerçek. O halde TÜSİAD Başkanı'nın bu üyelerini kınaması şart. Hatta "şirket sifonlayan bir işadamı üyemiz olamaz" diyerek tepki göstermesi gerekiyor. Aksi takdirde küresel norm isteği hakiki bir söylem olmuyor. Niye böyle bir değerlendirme yapıyoruz peki? Yapıyoruz çünkü kendi şirketlerini, kendi bankalarını sifonlayan işadamlarının bulunduğu ülkeye yabancı sermaye gelmez de ondan. Anlayacağınız TÜSİAD Başkanı önce kendi üyelerinin küresel normlara uymasını sağlamalı. Aksi takdirde söyledikleri hiç inandırıcı olmuyor.