Dünya Ekonomik Forumu bugün Davos'ta başlıyor. Davos toplantılarına pek çok politikacı, işadamı ve bilim insanı katılıyor. Bugün başlayan toplantılar cumartesi sona erecek.
Gelelim bu yıl Davos'ta hazırlanan küresel risk raporunun tespitlerine... 2014 küresel risk raporuna göre önümüzdeki on yıl içinde muhtemel 10 küresel risk; mali kriz, yüksek oranlı işsizlik, su kıtlığı, gelir dağılımında adaletsizlik, iklim değişikliklerine adaptasyonda başarısızlık, küresel yönetimde başarısızlık, gıda krizi, başlıca finansal kuruluşlarda ve finansal mekanizmalarda başarısızlık, politik ve sosyal istikrarsızlık olarak sıralanıyor.
Peki neden küresel risk raporunda ilk sırada mali kriz olasılığı yer alıyor? Hemen belirtelim mali kriz 2014 risk raporunda "devletin mali krizi" olarak ele alınıyor. Ve zengin ülkelerin kamu harcamalarını karşılamak için yeterli vergi toplayamadığı belirtiliyor. Dolayısıyla kamu harcamaları vergi yerine, borçlanarak karşılanıyor. Fakat borçların geri ödenemeyeceği endişesiyle faizler yükseliyor. Bu faiz artışları borçları ölümcül spirale dönüştürüyor. Önümüzdeki on yıl içinde büyük bir küresel risk olarak karşımıza çıkabilir işte bu devlet borçları.
Çünkü devlete borç veren bankalar, devletin temerrüde düşmesi halinde zora gireceklerinden bu defa konu devletin mali krizinden, ekonomide finansal krize dönüşebilir. Hal böyle olursa devletlerin banka kurtarması, bu nedenle ilave borç alması işleri daha da kötüye götürebilir. İşte ölümcül spiral böyle bir olasılığı ifade ediyor.
Peki devletler mali krizi başka bir yöntemle çözebilir mi? Evet çözebilirler. Devletler mali krizden kurtulmak için vergileri çoğaltıp harcamaları azaltarak bütçelerini dengeleyebilirler. Fakat bu defa ekonomi durgunluğa gireceğinden işsizlik hızla yükselebilir. Yüksek işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik çoğaldıkça politik ve sosyal istikrarsızlık artar. Bu istikrarsızlık yine küresel bir krize dönüşebilir.
Gelelim hangi ülkelerin küresel mali kriz riskini oluşturduklarına... Tabii ki zengin ülkeler oluşturuyor mali kriz olasılığını. Çünkü ABD'nin kamu borç yükü milli gelirinin yüzde 106'sı oldu. Japonya'nın kamu borç yükü milli gelirinin yüzde 230'una ulaştı. Yine euro bölgesi ülkelerinde ortalama devlet borçları milli gelire yakın düzeyde seyrediyor. Ve bu ülkelerin mali krizden kurtulmak için yüksek oranlı devalüasyon yapmaları gerekiyor.
Gelelim Türkiye'ye... Türkiye'nin kamu maliyesi bu anlattığımız ülkelere göre oldukça iyi durumda. Kamu borçlarının milli gelire oranı yüzde 35 düzeyinde. Bir de dün Merkez, 2006'daki hatayı tekrarlamayarak bu ülke ekonomisine güç verdi. Faizleri lobinin isteği doğrultusunda artırmadı.
Merkez halkın yanında durdu. Sıcak paraya davetiye çıkartmadı. Türkiye rekabet gücü kazandı. Böylece olası küresel mali krizlerin şoklarına Türkiye ekonomisi daha da dayanıklı hale geldi. Anlayacağınız iç ve dış şoklara karşı daha sağlıklı bir Türkiye var artık.