Dünyanın sıcaklığı 1880'de 13.6 oC düzeyindeydi şimdi 14.4 oC'a yükseldi. "Ne olacak, ısınırsa ısınsın bize ne" diyebilirsiniz. Öyle değil işte, dünya ısındıkça Filipinler'de yaşanan Haiyan tayfunu benzeri pek çok olay yaşanacak. Denizlerin seviyesi yükselecek, fırtınalar artacak. Yoğun su baskınları olacak. Sık sık kuraklıklar yaşanacak. Ve bütün bunlar küresel kıtlık ve ardından açlık yaratacak. Tabii bunun sonucunda sosyal istikrarsızlık ve çatışmalar hızla çoğalacak. Tahminlere göre 2050'de dünya tahıl üretiminin ikiye katlanması gerekiyor. Aksi takdirde dünya nüfusu beslenemeyecek. Tahıl üretiminde bu artışı sağlamak için küresel ısınmayı azaltmak şart. Fakat fosil yakıt lobisi küresel ısınmayı azaltmaya yönelen bütün önlemlere karşı çıkıyor.
Nedir peki fosil yakıt lobisinin karşı çıktığı önlemler? Hemen karşı çıktıkları ilk önlemi söyleyelim: Küresel ısınmayı engellemek için karbon salınımını azaltan elektrikli otomobil üretimine karşı çıkıyorlar. Çünkü elektrikli otomobil sayısı çoğaldıkça Exxon hisse fiyatları geriliyor. İşte bu nedenle bir de karbon salınımını azaltacak yatırım yapmıyorlar.
Gelelim faiz lobisinin küresel ısınmayla ilgisine... Fosil yakıt ve otomobil üreten şirketlerin pek çoğu Türkiye'de de örnekleri var, aynı zamanda banka hissedarları oluyor. Dolayısıyla ellerinde yeterli fonlar olduğu halde karbon salınımını azaltan yatırımlara yönelmiyorlar. Kazançlarını yüksek faiz ve spekülasyonlarla çoğaltmaya çalışıyorlar. Ünlü iktisatçı Jeffrey Sachs'ın belirttiği gibi yeni finansal mekanizma New York ve Londra'da kısa vadeli kazançlara odaklanıyor.
Düşük karbon salınımlı ürünlere yatırım yapmıyorlar. Tabii küresel düşük karbon altyapısı eksik kalıyor. Yine hedge fon dediğimiz yüksek riskli araçlara yatırım yapan fonlar halktan uzun vadeli emeklilik sigorta primlerini topluyor, spekülasyonlarda kullanıyor bu paraları. Dolayısıyla fosil yakıt lobisi ve faiz lobisi el ele vermişler "Filipinler'de binlerce çocuk ölmüş bize ne" umursamazlığı içinde biz kazancımız bakarız" diyorlar.
Gelelim Türkiye'ye...
Hükümet yerli otomobil üretelim, bu üretilecek otomobil hem elektrikle hem de benzinle çalışsın istiyor. Fakat bazıları hemen karşı çıkıyorlar bu projeye "olmaz Türkiye otomobil üretemez" diyorlar.
Oysa dün meteoroloji bu ülkenin batısında yoğun yağmur, fırtına ve su baskınları olabileceği haberini verdi. Peki olası bu felaketin nedeni ne? İşte bu aşırı karbon salınımını yapan benzinli otomobiller. Dolayısıyla Türkiye bu felaketlerden korunmak için karbon salınımını azaltan altyapıyı kurmalı. Tabii akaryakıt satıcılığı, otomobil üretimi ve banka hissedarlığı aynı ellerde olunca düşük karbon altyapısına yatırım yapmak mümkün olamıyor. Bunun nedeni de bu iç içe geçmiş birbirini besleyen kazançlar. İşte "Türkiye'de niye yerli otomobil yapılmıyor?" sorusunun cevabı size; akaryakıt lobisi ve faiz lobisi el ele vermişler yerli otomobil istemiyorlar.