Karma ekonomide bir başbakandan ancak kamu maliyesini iyi yönetmesini isteyebiliriz. Çünkü özel sektör kârlı bulmadığından tam ve yarı kamusal malları yeterince üretemez. Dolayısıyla kamu hizmetlerinin finansmanını sağlayan hazine iyi yönetilmezse sağlık, eğitim ve altyapı hizmetleri aksar. Ve toplum kendisini yeniden üretemez hale gelir. Ülke krize girer. Bu örnekleri Türkiye defalarca yaşadı; şimdi Avrupa yaşıyor bu türden devletin mali krizini.
Peki Avrupa kendisini yeniden üretemezken Türkiye ne halde? Türkiye'de son on yılda kamu hizmetlerinin miktar ve kalitesi artarken kamu finansmanı da ekonomiye ağır yük getirmiyor artık. Çünkü on yıl önce bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 24, kamu borç yükü yüzde 94 düzeyindeydi. Şimdi bu oranlar sırasıyla yüzde 1.5 ve yüzde 36'ya geriledi. Böylece devlet piyasalardan çok fazla borçlanmadığı için faizler yüzde 60'lardan tek haneye geriledi, paranın fiyatı ucuzladı, özel sektör daha fazla yatırım yapmaya başladı. Bütün bunlara ek olarak kamu harcama bileşiminde askeri harcamalar oran olarak azaltılırken eğitim ve sağlık harcamalarının çoğaltılması Türkiye'de refah artışına destek veren yapısal dönüşümü sağladı.
Niye anlattık bunları? Şundan anlattık; cuma günü TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı konuşmasında" Economist dergisinin ve J.P.Morgan Bankası'nın yaptığı analizlerde gözüken şu ki, milli gelirine ve rezervlerine oranla, cari açığı ve dış finansman ihtiyacı en yüksek 2-3 ülke arasında Türkiye var. Hepiniz biliyorsunuz, Türkiye ekonomisinin en kırılgan dengesi hâlâ cari açık ve bu açığın finansman kalitesi..." diyor.
O halde sormak gerekiyor bu şahsa "devletin cari açığa katkısı var mı ?" Hemen cevaplayalım, devlet ayağını yorganına göre uzattığı için cari açığa katkısı yok. Hatta merkezi devletin kısa vadeli dış borcu yok yani sıfır.
Peki cari açığı oluşturan ve kalitesiz finansmanı kullanan kim o halde? TÜSİAD'ın kendisi. 2002'de özel sektörün kısa vadeli dış borcu 16.4 milyar dolardı, şimdi 125.6 milyar dolar oldu.
Başbakan Erdoğan mı size "gidin dışarıdan kısa vadeli borçlanın dedi?" Üstelik sıcak parayı çekmek için faiz artışını sürekli TÜSİAD istedi ve hâlâ istiyor. Hatırlayacaksınız faizleri yükseltmek için Merkez Bankası başkanı atamasına bile karıştı TÜSİAD. Halbuki Başbakan Erdoğan kendi görevini başarıyla yaptı. Bütçe açığını azalttı hatta bütçe fazla veriyor bu yılın ilk sekiz ayında. Kamu borç yükünü geriletti. Kamu hizmetlerinin bileşimini sağlık, eğitim ve altyapıdan yana artırarak emeğin verimliliğini çoğalttı. Bir Başbakan'dan bundan fazlası da istenemez zaten.
O halde kim görevini yapmadı? Siz TÜSİAD olarak görevinizi yapmadınız. Cari açık varsa ve finansman kalitesi düşükse bunu siz yaptınız. Başbakan yapmadı. TÜSİAD kendi kabahatini bilgi kirliliği yaratarak kapatmaya çalıyor. Aman dikkat.