Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Türkiye'nin notunu niye hakkı olan düzeye çıkarmıyorlar?

Türkiye'nin döviz cinsinden uzun vadeli ülke notu dört kredi derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir seviyeye getirildi. Bir tek Standart&Poor's firması hâlâ yatırım yapılabilir seviyenin altında tutuyor, Türkiye'nin döviz cinsinden uzun vadeli notunu. Bu firmanın en son Türkiye değerlendirme raporuna bakınca bir tuhaflık görünüyor. Çünkü bu rapora göre Türkiye'de enflasyon riski olduğu söyleniyor. Fakat aynı raporda Merkez Bankası'nın 2014'e kadar faiz artırımına gitmeyeceği yazılıyor. Yani hem enflasyon riski var, hem de Merkez'in faiz artırmayacağı yazılıyor. Herhalde bu kuruluş ülke raporlarını birbirine karıştırıyor. Çünkü bu türden hatalara oldukça sık rastlanıyor kredi derecelendirme kuruluşlarında. Çok sayıda ülke notlandığı için hazır metinler üzerine ülke isimleri değiştirilip raporlar işleme konuluyor. Böylece bilinçli yapılmış haksız notlamaya tutarsız derecelendirme gerekçesi yazılabiliyor.
Gelelim niçin Türkiye'nin notunun hakkı olan düzeye getirilmediğine? Türkiye'nin notu hak ettiği seviyeye getirilmiyor çünkü Türkiye'nin vadesine üç yıl kalmış euro üzerinden Hazine borçlanma kâğıtlarına yüzde 1.58 risk primi ödettiriliyor. Yine Türkiye'nin hisse senetlerinde ortalama fiyat/kazanç oranı 13.3 olarak hesap ediliyor. Oysa Türkiye'nin ülke notu Polonya gibi A seviyesine getirilse Türkiye daha düşük risk primi ödeyecek ve hisse fiyat/kazanç oranları yükselecek.
Niçin Polonya'nın notunu Türkiye ile kıyaslıyoruz peki? Çünkü Polonya A seviyesinde risksiz ülke olarak notlanıyor ve aynı vadeli kâğıtlara yüzde 0.73 risk primi ödüyor. Neredeyse Türkiye'nin ödediği risk priminin yarısını ödüyor. Oysa Polonya'nın 2013 için verileri şöyle tahmin ediliyor: Bütçe açığının milli gelirine oranı yüzde 4, kamu borç yükü yüzde 55, büyüme hızı yüzde 1.2 oluyor. Hemen aynı dönem için Türkiye'nin verileri şöyle: Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.5, kamu borç yükü yüzde 35, büyüme hızı yüzde 4 olarak sıralanıyor. Bu rakamlar kıyaslandığında Türkiye maliyesinin uzun vadeli borç ödeme kapasitesi Polonya'dan daha iyi görünüyor. Hemen aklınıza Polonya, AB üyesi, dolayısıyla güvenilir bir çıpası var düşüncesi gelebilir. Bu çıpanın söylendiği gibi tutmadığını, İspanya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, İrlanda ve Portekiz gibi beş AB ülkesi battığında hepimiz gördük.
Gelelim Türkiye'nin notunun neden hakkı olan düzeye çıkartılmadığına... Çıkartılmıyor çünkü Türkiye'nin notu hakkı olan A seviyesine çıkartılırsa borçlanma kâğıtlarına ödediği risk priminin yarısını ödeyecek. Yine hisse senetlerindeki 13.3 olan fiyat/kazanç oranı en az İspanya'nın, İsrail'in bulunduğu 16 fiyat/kazanç oranına yükselecek. Böylece Türkiye şirketleri daha değerli olacak. İşte bu istenmediği için Türkiye'nin ülke notu hak ettiği A seviyesine getirilmiyor.
Anlayacağınız Türkiye'nin notunu hak ettiği seviyenin altında tutarak hem yüksek faiz ödetiyorlar hem de bu ülkenin şirketlerini ucuza satın alıyorlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA