AK Parti ekonomiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş dün bazı gazetelerin köşe yazarlarına yeni ve demokratik bir ekonomik açılımın sunumunu yaptı.
Kurtulmuş "Paradan para kazanarak ekonomilerin güçlenemediğini ve bu modelin ABD ve Avrupa'da krizlere yol açarak adeta iflas ettiğini, dolayısıyla reel ekonominin desteklenerek kırılganlıkların ortadan kalkacağını" belirtti. Kurtulmuş, sürdürülebilir güçlü bir ekonomi için üretimi desteklemekten başka çare olmadığını ileri sürdü. Ve bu görüşten yola çıkarak yeni bir ekonomik iletişim ve danışma birimi olan Kent Ekonomileri Forumu'nu oluşturduklarını söyledi.
Gelelim yeni açılımın ne olduğuna... Yeni bir ekonomik karar alma modelinin habercisi olan Kent Ekonomileri Forumu, illerimizin ekonomik kalkınma süreçlerinde güçlü ve zayıf yönlerini dikkate alarak stratejik önceliklerinin belirlenmesi, kentlerimizin kendi öz yeteneklerinin ortaya çıkarılması ve harekete geçirilmesi için illerimizde ekonomik hayatla ilgili tüm kesimleri bir araya getirerek ortak hedefler ve politikalar oluşturulmasına katkı sağlayacak gönüllü, katılımcı, sivil, istişari bir oluşumu öngörüyor.
Bu foruma, vali hariç tüm sivil kuruluşlar, seçilmişler ve siyasi partiler katılacak. Böylece ihtiyaçlar devlet hiyerarşisi dışında sivillerin talepleri doğrultusunda belirlenecek. Tabii bu arada amaç, illerde sanayi üretimini yapacak "orta direği" yeniden güçlendirmek oluyor.
Hatırlanacaktır Turgut Özal, illerde hatta ilçelerde küçük sanayi siteleri kurup Anadolu sermayesini bayilikten üretime geçirmişti. Ve bu üretimi yapan şehirli topluma "orta direk" adını vermişti. İşte AK Parti şimdi bu orta direği yeniden canlandıracak. Bunu yaparken tabii farklı bir yeniden yapılanma yerel düzeyde demokratik karar organlarıyla birlikte hayata geçiriliyor. Kent Ekonomileri Forumu, 15 Mart'ta toplanmaya başlayacak ve 1.5 ayda tüm illerde tamamlanacak. Alınan kararlar ve talepler şeffaf olarak kamuoyuna sunulacak.
Peki AK Parti'nin bu yeni açılımı mevcut anayasanın ekonomik hükümler bölümüyle uyumlu mu? Maalesef değil. Demokratik bir yerel örgütlenmenin ekonomik kararlara katılımı 1982 Anayasası'nın 166'ncı maddesindeki plan kavramıyla uyumlu değil.
Şimdi hemen bu görüşümüze, "Anayasadaki plan yol göstericidir, emredici değildir" biçiminde itirazlar gelebilir. Oysa planlı dönemde işler öyle söylendiği gibi hiç de yol gösterici biçimde yürümedi. Ankara'dan belirlenen ve yerel düşünceler alınmadan valilik kanalıyla edinilen bilgilerle hazırlanan plan ve programlar Türkiye ekonomisinin kapasitesinin altında gelişmesine neden oldu. Planlar tam bir bürokratik cendereye dönüştü.
Oysa Numan Kurtulmuş'un dün sunumunu yaptığı yeni Kent Ekonomileri Forumu işte bu bürokratik cendereden vatandaşı ve girişimciyi kurtaracak. Hatta iç ve dış güvenlik, dış politika, nüfus, tapu ve eğitim müfredatı dışında diğer konuları yerele devredecek. Böylece iller kendi kapasitelerini daha iyi kullanacaklar.
Bunun için de yeni anayasada kalkınmanın, kent sivil toplumunun, kararları doğrultusunda ekonomik envanteri ve planlaması şart.
Durumu tek bir cümleyle özetlersek, dün Numan Kurtulmuş Türkiye'de yeni bir ekonomik dönemin ilk adımını attı.