Yunanistan, İrlanda ve Portekiz'in ardından İspanya da battı. Cumartesi akşamı İspanya Başbakanı Mariano Rajoy artık dayanamayacaklarını belirtip bankalar için mali yardım istedi.
Bu istek üzerine AB Maliye Bakanları telekonferans aracılığıyla İspanya'yı kurtarmak için 100 milyar euro vermeyi kabul etti. Kısacası İspanyollar, Bankia isimli en büyük bankalarını, 19 milyar euroluk sermaye enjeksiyonuyla devletleştirmelerine rağmen işin içinden çıkamadılar. Dış yardım istemek zorunda kaldılar.
Böylece AB, Yunanistan, İrlanda, Portekiz'e verdiği toplam 386 milyar euroya ek olarak İspanya'ya da 100 milyar euro kurtarma yardımı verecek.
Peki İspanya niye battı? Aslında İspanya 2000 ile 2007 arasında başarılı bir ekonomik performans gösterdi. Sosyalist Jose Luiz Rodriguez Zapatero'nun 2004'te başbakan seçilmesinin ardından, ülke Euro Bölgesi'nin üzerinde bir büyüme gösterdi.
2006'da Euro Bölgesi yüzde 2.7 büyürken, İspanya yüzde 3.9 büyüdü. Ve 2007'de işsizlik yüzde 8 oldu. Kamu borç yükü aynı yıl yüzde 36'ydı. Ama 2008 krizinin ardından konut fiyatları hızla gerileyince alınan konut kredileri geri ödenemedi. Çünkü 2000-2007 arasında AB'de yapılan tüm yeni konutların üçte biri İspanya'da inşa edildi. Konut fiyatları çökünce ödenemeyen konut kredileri bankaları zora soktu. İspanyol bankaları konut kredilerinin bir kısmını Alman ve diğer ülke bankalarından borç alarak finanse ettiler. Zaten bu nedenle riskin bir kısmı da Alman bankalarının üzerinde bulunuyor.
Gelelim kurtarılmaya çalışılan İspanya'nın Avrupa için önemine... İspanya, Almanya, Fransa ve İtalya'nın ardından Euro Bölgesi'nin dördüncü büyük ekonomisi. İspanya'nın milli geliri 1.4 trilyon dolar civarında.
Peki durum böyleyken, İspanya'nın ülke notu neden geçen cuma gününe kadar A seviyesinde tutuldu. Ve ancak cuma günü kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, İspanya'nın notunu BBB- seviyesine indirdi. İşini iyi yapan bir derecelendirme şirketi olsaydı, İspanya'nın notunu çok önceden BBB- hatta altına indirmesi gerekiyordu. Çünkü konut fiyatları hızla gerilediğinde konut finans sisteminin çökeceği açık bir gerçekti. Ama nedense İspanya'nın notu "battım" diyene kadar düşürülmedi. Böylece pek çok yabancının İspanya bonolarını satmasına imkân verildi. Adeta bir manipülasyon yapıldı ve pek çok yatırımcı kandırıldı.
Yatırımcıların kandırıldığını rakamlar gösteriyor zaten. Bir yıl önce yabancı yatırımcıların elinde İspanya bonolarının yüzde 40'ı bulunuyordu şimdi bu oran yüzde 26'ya geriledi. Anlayacağınız notçu kuruluşlar, kendilerine yakın olanların zarara uğramaması için İspanya'nın notunu geçen cumaya kadar A'da tuttu. Böylece bazı yatırımcıların geçen bir yılda fazla zarara uğramadan bonolarını satmasını sağladılar. Bonoları yeni satın alanları da kandırmış oldular. Artık iş patlayıp, İspanya Başbakanı "battık" deyince ülke notunu A seviyesinde BBB-'ye düşürmek zorunda kaldılar.
Türkiye'deki faiz lobisi, bu notçulara alkış tutup onların bilimsel çalıştıklarını ileri sürüyor. Oysa notçu kuruluşların bilim değil, sahtekârlık yaptığı İspanya örneğiyle açıkça ortaya çıktı.
Tekrar edelim! Türkiye'ye bu notçular haksızlık yapıyorlar. Türkiye'ye yabancı sermaye girişini engelleyip, böylece Türkiye'ye yüksek faizle para satanlara kolay para kazanmaları için yardımcı oluyorlar. Oysa Türkiye'nin notu A seviyesinde olmalı. Zaten IMF de cuma günkü açıklamasında Türkiye ekonomisinin iyi yolda olduğunu, toplam talebin yumuşak inişe izin verecek biçimde kontrol altına alındığını ve şoklara karşı ekonominin dayanıklılık gösterdiğini bildirdi.
Buna rağmen bazıları, şimdi de ekonomiyi, büyüme hızının gerilediğini ileri sürerek eleştiriyor. Aynı kişiler altı ay önce ekonominin çok hızlı büyüdüğünü, aşırı ısındığını, eğer toplam talep kontrol altına alınmazsa ekonominin patlayacağını iddia ediyordu.