İşin biraz dibine bakıldığında, Türkiye'de güncel tartışmalar, Anadolu sermayesinin ortaya çıkardığı değişimden kaynaklanıyor aslında.
Bazıları bu değişimin kendi konumlarını değiştireceği endişesi içindeler. Özellikle yüksek gelir grupları, Anadolu sermayesinin bayilikten bir üst aşamaya sıçrayıp kendileri gibi üretim yapmaya başlamasını ve bir zamanlar bayiliğini yaptıklarıyla rekabete girmesini bir türlü hazmedemiyorlar.
Hatta bu nedenle, Türkiye'ye verilen haksız ülke notuna bile ses çıkartmayıp notçu kuruluşun haklı olduğunu söyleyebiliyorlar. İnsafsızlıklarını perdeleyebilmek için de sürekli Avrupa ekonomisindeki riskten bahsediyorlar.
Zaten notçu kuruluş da verdiği notun gerekçesini açıklarken Yunanistan riskinin yaratacağı olumsuzluğun Türkiye'yi etkileyeceğini ileri sürüyor. Ama bunu söyleyen kuruluş Yunanistan'ın notunu arttırıyor. Hiç kimse çıkıp "asıl riski oluşturan ülke madem Yunanistan, onun notunu niye arttırdın?" diye sormuyor.
Ayrıca notçu ve onun gibi düşünenlerin üzerine basarak tekrarladıkları"Türkiye'nin Avrupa riski artıyor" iddiası da boş. Türkiye'nin Avrupa riski artmıyor aksine azalıyor.
Gelelim niye Türkiye'nin Avrupa'dan gelecek dış şoklara karşı kırılganlığının azaldığına... Kırılganlık azalıyor çünkü Türkiye'nin Avrupa'ya olan ihracatı düşüyor. Asya, Afrika ve Orta Doğu ülkelerine olan ihracatı ise artıyor.Böylece Avrupa pazarında meydana gelen daralmanın ortaya çıkaracağı riskler azalıyor.
Rakamlar bunu açıkça gösteriyor. 2002'de Türkiye'nin toplam ihracatı içinde AB'nin payı yüzde 56.6 seviyesindeyken bu pay 2011'de yüzde 46.2'ye, bu yılın ilk üç ayında da yüzde 42.3 seviyesine geriledi. Aynı dönemde Afrika ve Asya ülkelerine olan ihracat ise yüzde 13.4'den yüzde 32'ye, bu yılın ilk üç ayında da yüzde 38.9'a yükseldi.
Bu ihracat artışında Anadolu sermayesinin payı büyük. The Middle East dergisi Mayıs nüshasında, Anadolu Kaplanı adını verdiği şirketlerin Afrika ve Ortadoğu ülkelerine olan ihracatını inceliyor. Konya, Kayseri ve Gaziantep'de şirketlerin nasıl ihracat yaptıklarını rakamlarla veriyor. Örneğin 60 bin çiftçi üyesi olan Konya Şeker Şirketi'nin tek başına Fas, Tunus, Cezayir,Lübnan, Filistin ve Suriye'ye bir yılda 1.3 milyar dolarlık çikolata,helva ve diğer şekerleme ürünleri ihraç ediyor.
The Middle East dergisi, bu rakamın, 1970'lerin Türkiye'sinin toplam yıllık ihracatına eşit olduğuna dikkat çekiyor. Aynı şekilde Kayseri'nin bir yıllık ihracatı da1.5 milyar dolara ulaşıyor. İşte rakamlarla da ortaya çıkan asıl bu büyük dönüşüm İstanbul sermayesini ve ona destek olan meslekli eski orta gelirli sınıfı korkutuyor.
Mesela Türkiye'de okullarda tablet bilgisayar dağıtılmasına bazıları karşı çıkıyorlar. Niye? Çünkü bu tablet bilgisayarı düşük gelir grubunun çocuklarının kullanmasını istemiyorlar. "Ne gerek var çok maliyetli" diyorlar.Çocuğun elle yazma kabiliyetinin gelişmeyeceğini ileri sürüyorlar. Ama bunu söyleyenlerin hepsinin çocuklarının elinde tablet bilgisayar var. Eğer fakir çocuklar bu araçları kullanmayı öğrenirlerse, fırsat eşitliği sağlanacağından bu çocuklar kendi çocuklarıyla kolayca rekabet edebilecekler. İşte bu nedenle Anadolu'nun fakir çocuklarının tablet bilgisayar kullanmasına karşılar.
Hatta tüm çocuklara süt verilmesi bile onları rahatsız ediyor. Bu rahatsızlık, eski orta sınıfın temsilcisi ve İstanbul sermayesinin iş birlikçisi CHP kanalından dile getiriliyor. Süte ve tablet bilgisayara karşı çıkılıyor."Yolsuzluk yapılıyor" bahanesinin gerisindeki asıl amaç, fakir çocukların orta sınıfa yükselmesini engellemek.
Madem yolsuzluk algınız var, o halde muhalefet partisi olarak göreviniz ne? İktidarı denetlemek. Bütün süt ve tablet bilgisayar ihalelerini izleyin.
Bütün bunları yapmayıp, neden iddia ettiğiniz yolsuzluğu değil de çocuklara süt ve tablet bilgisayar verilmesini engelliyorsunuz? Çünkü amacınız başka... Size rakip çıkan yeni orta sınıfı engellemek.
Anlayacağınız Türkiye büyük bir dönüşümden geçiyor. Ülke notu tartışmasından tablet bilgisayar tartışmasına kadar aslında bütün tartışmaların ardında Anadolu sermayesinin ilerlemesi var. Ama bu sürece, ne yönlendirilmiş S&P,ne İstanbul sermayesi, ne de eski orta sınıf ve onun siyasi partileri dayanamayacaklar.