Türkiye dahil, dünyada herkes için genel kural şu: Ucuz üretim yapabilmek için ucuz enerjiye ihtiyaç var. Aksi takdirde imalat sanayisinde rekabet gücünüzü kaybediyorsunuz. İşte bu nedenle özellikle ihracatı imalat sanayisinde yoğunlaşan ülkelerin, petrol ve gaz kaynakları bulması gerekiyor.
Mesela ABD şistten (kolayca levhalara ayrışabilen kaya) doğalgaz üretimine büyük önem veriyor. Çünkü bu ürün doğayla barışık ve çevreyi kirletmiyor. Bu yüzden de halen ABD'de üretilen doğalgazın yüzde 27'si şistten elde ediliyor. 2030'da bu oran yüzde 60'a çıkacak. Türkiye'de kömürlü şist özellikle Güneydoğu Anadolu'da bol miktarda bulunuyor.
Peki Türkiye petrol ve doğalgaz kaynaklarını nasıl çoğaltacak? Kuzey Ege ve Kıbrıs çevresinde petrol ve doğalgaz rezervlerinin olduğu biliniyor. Fakat Ege ve Kıbrıs'ta enerji politik sorunlarla birlikte var oluyor. Özellikle Ege'de aramalarda henüz Yunanistan'la bir anlaşmaya varılamadı. Ama bu sorunlara rağmen Türkiye son dönemde petrol ve gaz aramalarını hızlandırdı.
Enerji Bakanı Taner Yıldız geçtiğimiz şubat ortasında yaptığı açıklamada Türkiye'nin güney kıyılarında petrol ve gaz aramak üzere 10 uluslararası şirketin başvurduğunu belirtmişti. Şimdi bu arama anlaşmaları tek tek devreye girecek. Akdeniz'de Lübnan, İsrail, Güney Kıbrıs hepsi petrol ve doğalgaz peşinde koşuyorlar. Hatta İsrail Lübnan'ın kıyılarında petrol araması yaptığı için Hizbullah, İsrail'e Lübnan kıyılarını sömürtmeyeceğini Lübnan'ın haklarını koruyacağını açıkladı. Ayrıca Lübnan, Güney Kıbrıs ile 2007'de Akdeniz'de ortak petrol arama anlaşması da yaptı. Türkiye'nin de katıldığı bu süreçte önümüzdeki aylarda Doğu Akdeniz de sorunlu alanlar ortaya çıkabilecek.
Yine Türkiye'nin enerji hammaddesi aramasına dönersek... Enerji Bakanı Yıldız, TPAO'nun yurtdışında da petrol çıkarttığını ve gelir elde ettiğini belirtti. Azerbaycan'da TPAO'nun işlettiği iki petrol kuyusundan yılda 600 milyon dolar kâr elde ettiğini, diğer ülkelerde de yeni petrol ve doğalgaz araması için çalıştıklarını açıkladı.
Ayrıca Bakan Yıldız, daha verimli çalışması için Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. nin (BOTAŞ) iletim ve depolama olarak ikiye bölüneceğini söyledi. Böylece BOTAŞ iletim ve depolama olarak iki ayrı şirkete dönüşecek.
Halen Türkiye'de 12 bin kilometre doğalgaz ve 3 bin 400 kilometre petrol boru hattı bulunuyor. Şirketlerden biri bu boru hatlarını yönetecek. Diğeri de doğalgaz depolamasıyla uğraşacak. Peki depolama şirketinde neler olacak?
BOTAŞ'ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) depolama tesisi Kdz. Ereğli'de bulunuyor. Tuz Gölü'nün altına ise yaklaşık 600 milyon dolara yeni doğalgaz depolama tesisi yapılıyor. Bu proje doğalgaz arz güvenliği açısından çok önemli.
Bu arada Türkiye, yabancı sermayenin enerji yatırımlarını da destekliyor. Katar, kısa vadede Türkiye'de LNG tesisi kurmayı planlıyor ve düşük kapasite ile çalışan Aliağa'daki Ege Gaz'a ortak olmak istiyor. Güzergah sorunları çözülürse Katar-Türkiye doğalgaz boru hattı da orta vadede devreye girecek.
Bütün bu hareketlilik gösteriyor ki Türkiye enerji konusunda yoğun bir çalışma dönemine girdi. Zaten başta da belirttiğimiz gibi bugünün dünyasında hiçbir ülkenin aksi takdirde küresel düzeyde imalat sanayisi ürünlerini satması mümkün değil. Rekabet gücü kazanmak için güvenilir ve ucuz enerjiye ihtiyaç var.
İmalat sanayisinde rekabet gücünü kaybeden ABD bile "Tekrar endüstriyel güç olabilmemiz için ucuz doğalgaza ihtiyacımız var" diyor ve şistten doğalgaz üretmek için yoğun çalışma içinde. Kendi bölgesinin temsilcisi ve dünyanın kutup ülkelerinden biri olarak gösterilen Türkiye'nin ucuz enerji için hamleler yapması bu yüzden çok zamanında ve çok yerinde.