Türkiye, geçmişten farklı olarak kamu maliyesinde istikrarı son dokuz yılda sağladı. Bütçe açığını düşürdü, kamu borç yükünü geriletti. Böylece devlet, para ve sermaye piyasalarından daha az fon kullanmaya başladı.
Devletin aşırı para talebi ortadan kalkınca tabii enflasyon ve faizler de geriledi. Özel sektör daha ucuza kaynak kullanmaya başladı ve yatırımlar çoğaldı. Bunların sonucunda da ekonominin büyüme hızı arttı ve Türkiye toplumunun refah seviyesi yükseldi.
En önemlisi de, kamu maliyesinde istikrar sağlanırken, kamu harcamaları fakirlerden yana tasarlandı. Özellikle eğitim ve sağlık harcamaları, ilk kez askeri harcamaların üzerine çıkarılarak düşük gelir gruplarının eğitim ve sağlık hizmeti almalarında fırsat eşitliği sağlandı. Zaten kamuoyu yoklamalarında da bu ortaya çıktı. Hükümet'in en başarılı olduğu alan yüzde 76'lık memnuniyet oranıyla sağlık hizmetleri oldu.
Bütün bunları şu yüzden anlattık. Başbakan Erdoğan'ın Katar'ın başkenti Doha'da yapılan BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nda (UNCTAD XIII) yaptığı konuşma, hükümetin ekonomiye bakışı açısından çok önemli ipuçları veriyor.
Erdoğan konuşmasında, Türkiye'nin farklı bir kalkınma modeli izlediğini ileri sürdü. "Türkiye olarak, ülke, bölge, kıta ayrımı yapmadan, din, dil, ırk ayrımı yapmadan, küresel ölçekte tüm insani sorunlara uluslararası kamuoyunun dikkatlerini çekiyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, bu farklı modelin nasıl başarıya ulaştığını ise şöyle açıkladı:
"Hipermarketlerde alışveriş sepetlerini taşarcasına dolduran insanlara karşı, günlük 1 doların altında harcamayla yaşayan milyonlarca insan bulunuyor.
Çocukların çalıştırıldığı, kadınların, erkeklerin yarı ücretine, sigortasız çalıştırıldığı fabrikalarda üretilen nice ürün, onu üretenlerin yıllık kazançlarından daha fazlasına pazarda alıcı bulabiliyor. Çok daha korkuncu, silah üreten birkaç ülkenin kalkınması, silah ticareti yapan birkaç işadamının sınırsız zenginleşmesi pahasına, her yıl farklı coğrafyalarda masum çocuklar, masum kadınlar, masum insanlar yok yere hayatlarını kaybediyor" dedi.
Erdoğan bu sözleriyle, dünyada kayıt dışına, sömürülen emeğe, masum insanların ölümüyle ceplerini dolduran silah tüccarlarının sömürüsüne dikkat çekti.
Türkiye'nin gerek yurt içinde gerçekleştirdiği cesur reformlar, gerek dış politikadaki aktif tutumu sayesinde, ekonomide çok önemli başarılar elde ettiğini söyleyen Başbakan, konuşmasında, yarı ücretle sigortasız çalıştırılan insanlara da özellikle vurgu yaptı. Bu vurgu, 1 Temmuz 2012'de yeni TTK'nın yürürlüğe girmesiyle Türkiye'de kayıt dışının büyük ölçüde kontrol altına alınacağının işaretini bize veriyor.
Anlayacağınız Erdoğan, diğer siyasetçilerden içeride de dışarıda da ayrılan farklı bir kişi. Çünkü onun, fakirlerin yanında duran uzun vadeli bir ekonomik ajandası var. İşte bu nedenle Erdoğan'ın UNCTAD XIII. konuşmasının tam metnini herkesin okumasında fayda var.