Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerine 100 gün kala Standard&Poor's ülkenin kredi notunu düşürdü.
Böylece Fransa'nın AAA olan notu AA+ seviyesine geriledi. Artık Avrupa'da kredi notu AAA olan dört ülke Almanya, Finlandiya, Hollanda ve Lüksemburg kaldı. Sosyalist Parti, not düşüşünü, Fransa'nın değil, Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin notunun indirilmesi olarak yorumladı.
Yoklamalardan, sosyalist François Hollande en şanslı cumhurbaşkanı adayı olarak çıkıyor. Hollande, son açıklamasında, "İktidarımızın ilk aylarında yapısal reformlar yapacağız. Zenginliklerin paylaşımını ise dönem sonuna bırakacağız.
Benim tercihim bu yönde" diyerek, şimdiki yönetimi bunun tersini yapmakla suçladı. "Şimdikiler öncelikle elindekini zenginlere dağıttı. Döneminin sonunda ise herkes, ama öncelikle de en yoksul olanlar, fedakârlıkta bulunmaya çağırılıyor" dedi.
Gelelim Fransa maliyesinin nasıl bozulduğuna... 2008'de bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3.3, kamu borç yükü yüzde 68 seviyesindeyken 2011'de bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 7, borç yükü yüzde 87 oldu. Faiz dışı açık ise yüzde 0.6'dan yüzde 5.3'e yükseldi.
Nicolas Sarkozy'nin Fransa'da Cumhurbaşkanlığı görevine 2007'de geldiği dikkate alınırsa, iyi giden bir ekonomiyi kötüye götürdüğü ileri sürülebilir. Zaten Fransız sosyalistleri de bunu söylüyor. Sarkozy'nin kamu maliyesini batırdığını, elindekileri zenginlere dağıtıp sıkışınca, fakirlerden fedakârlık istendiğini dile getiriyorlar.
Fransa ile Türkiye'nin rakamlarını karşılaştırırsak, Türkiye'de bütçe açığının milli gelire oranı 2011'de yüzde 1, borç yükü de yüzde 39 oldu. Türkiye, faiz dışı açık yerine faiz dışı fazla vererek borç yükünü azalttı. Faiz dışı fazlanın milli gelire oranı yüzde 2 oldu.
Aynı dönemde, Türkiye'de kamu maliyesinin Fransa'dan çok daha iyi yönetildiğini görüyoruz. Ayrıca Türkiye'de kamu harcamaları, fakirlerin lehine değiştirilerek sağlık ve eğitim harcamaları askeri harcamaların üzerine çıkartıldı. Böylece düşük gelir gruplarının refahı çoğaltıldı.
Gelelim Sarkozy'nin Türkiye ile uğraşmasına... Sarkozy sağcı bir siyasetçi olarak Türkiye'nin AB'ye üye olmasını istemiyor. İktidara geldiğinden beri din ve ırk ayrımcılığı yapıyor. Roman hamile kadınları yerlerde Fransız polisine tekmelettirerek Fransa'dan çıkartan o oldu. Aslında not indiriminin bu anlamda bile Fransa için iyi olduğu söylenebilir. Çünkü sağcı ve ırkçı bir politikacının tekrar seçilmesi Avrupa için de Fransa için de hiç iyi olmayacak. Sosyalistlerin iktidarında Fransa insani değerlere sahip çıkan bir ülke haline gelebilir.