Haber kanalları İranlı öğrencilerin İngiltere'nin Tahran Büyükelçiliği'ne saldırdığı haberini verdi.
Ama haberin içinde niye saldırdıkları hiç belli değildi.
Sonra araştırdığınızda öğreniyordunuz. Saldırıdan kısa bir süre önce İngiltere, İran'ın nükleer araştırmalarına yapılan finansal desteği engellemek için bankacılık yasakları koymuş. Ardından İran da 28 Kasım'da İngiltere Büyükelçisi'nin iki hafta içinde ülkeyi terk etmesini istemiş. İşte bu nedenle 29 Kasım'da, İranlı öğrenciler İngiltere Büyükelçiliği'ne saldırmışlar.
Herhalde iki hafta beklemeden ülkemizi hemen terk edin düşüncesiyle davranmışlar. Ve bu saldırı düşmeye başlayan petrol fiyatlarını hemen artırdı.
Ardından hepinizin bildiği gibi Avrupa Dışişleri Bakanları İran'a ekonomik ambargo uygulamak üzere Brüksel'de dün toplandılar,AB, 39 gerçek kişi ve 141 şirket olmak üzere toplam 180 kişiye mal varlıklarını dondurma ile seyahat yasağı türünden yaptırım uygulama kararı aldı.
AB, İran'a petrol ambargosu kararı alamadı. Çünkü İran petrolünün yüzde 30'u Avrupa ülkelerine satılıyor. İran'ın yıllık petrol geliri 80 milyar dolar tutuyor.
İran'la ilgili yaşananlar ilginç... ABD ve Avrupa'nın son altı ayda yaşadığı mali kriz sebebiyle küresel ekonomide bir durgunluk bekleniyor. Bu nedenle emtia fiyatları sürekli geriliyor. Mesela demir cevherinin dünya piyasasında ton fiyatı Temmuz 2011'de 172 dolardan satılıyordu. Aynı demir cevherinin Aralık 2011 ton fiyatı 130 dolara geriledi.
Keza bakırın ton fiyatı 9.685 dolardan 7.470 dolara, alüminyum ton fiyatı 2.480 dolardan 2.000 dolara, mısırın ton fiyatı 697 dolardan 591 dolara, buğday ton fiyatı 662 dolardan 574 dolara, beyaz şekerin tonu 876 dolardan 604 dolara kadar geriledi ama ham petrol fiyatları nedense bir türlü gerilemiyor, Ağustos 2011'de WTI ham petrolün varili 97 dolar, aralık ayında aynı ürün 100 dolar oldu. Madem küresel ekonomide durgunluk beklentisi var o halde diğer emtia fiyatları gerilediğine göre petrolün fiyatının da gerilemesi gerekiyor. Ama nedense bir türlü gerilemiyor. Hatta aksine yükseliyor.
Dün bir de yine İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak'ın tuhaf bir açıklaması ajanslarda yer aldı. Barak, ekonomik yaptırımlardan mutlu olacağını belirtirken, İsrail olarak İran'a hemen şimdi bir saldırı düzenlemeyi planlamadıklarını belirtti. Kısacası Barak'ın hemen şimdi bir saldırı düzenlemeyeceklerini belirterek saldırı süresini geniş bir zamana yaymasıyla petrol fiyatlarının düşme olasılığı ortadan kalktı.
Petrol fiyatları üzerine söylemler ABD Başkanlık seçimlerinde de çok kullanılmıştı.
Hillary Clinton seçim öncesinde Bush'un gergin söyleminin petrol fiyatlarını sürekli artırdığını, eğer Bush giderse böyle bir gergin söylem ortadan kalkacağı için petrol fiyatlarının gerileyeceğini ve küresel ekonominin daha ucuz petrol kullanarak hızla toparlanacağını ileri sürmüştü.
Bush gitti Obama geldi ama gergin söylem değişmedi ve petrol fiyatları da gerilemedi.
Anlayacağınız, İran üzerinden yaratılan gerginlik ekonomilerde büyüme hızı gerilese bile petrol fiyatlarını sürekli yüksek tutuyor. İnsanın aklına İran, İsrail ve büyük petrol şirketi sahibi ülkeler olan ABD ve İngiltere'nin anlaşmalı bir gerginlik yaratarak ham petrol fiyatlarının yüksek kalmasını sağladıkları ihtimali bile geliyor.
Peki yüksek ham petrol fiyatı kimin aleyhine oluyor? Bizim gibi enerji ham maddesi ithal eden ülkelerin aleyhine oluyor. Çünkü bu yılın ocak-ekim döneminde 44 milyar dolar tutarında enerji hammaddesi ithal ettik.
Halbuki ham petrol fiyatları gerileyip, petrolun varili 70 dolar olsaydı, enerji ham maddesi ithalatı maliyetimiz 16 milyar dolar daha az olacaktı. Bölgemizde yaşananları bu gerçeği dikkate alarak yorumlamak ve oynanan oyunların hızını kesmeye çalışmak gerekiyor.