Türkiye'nin maliyesi 200 yıldır ilk defa Batı ülkelerine göre daha iyi, daha sağlam olunca fena halde kızan ve "12 Haziran seçimlerinde iktidar partisine oy vermeyin" diye bir başyazı yayımlayan The Economist dergisine,
IMF'den kötü bir haber geldi. IMF'nin 6 Haziran 2011 tarihli konsültasyon raporunda, İngiltere'nin banka sisteminin "batırılamayacak kadar önemli" olduğu belirtilerek, İngiltere mali sektörünün sıkı izlenmesi gerektiği açıklandı. Hatta İngiltere mali sektörünün küresel bir kamu malı olduğu ileri sürülerek, batmaması için elden ne geliyorsa yapılması gerektiğinin altı çizildi. Kısaca İngiltere'de yayımlanan The Economist'in neden Türkiye'nin sağlam kamu maliyesi ve bankacılık sisteminden rahatsız olduğu, IMF raporundan da böylece anlaşılmış oldu.
Peki İngiltere ekonomisi niye kötü durumda? Kötü durumda çünkü bazı bankaların sermayesi yetersiz. Dolayısıyla şoklara karşı dayanıklı değiller. En küçük bir iç veya dış şokta batabilirler. İngiltere'de bankalar böyle peki kamu maliyesi nasıl? Kamu da sosyal güvenlik giderleri nedeniyle finansman açığı veriyor. Ayrıca artan dolaylı vergiler ve küresel mal fiyatlarındaki artışlar enflasyonu yükseltiyor. Ve İngiltere ekonomisinde yaşanan belirsizlikler büyümeyi de olumsuz etkiliyor. Yani IMF raporuna göre, İngiltere'nin durumu uluslararası izlemeye alınarak sürekli acil serviste tutulması gereken bir hastaya benziyor.
İşte bu son IMF raporu yayınlanınca, The Economist'in niye Türkiye'den rahatsız olduğu açıkça ortaya çıktı. Çünkü riskli olan İngiltere'den kaçan sermaye güvenli bir liman olan Türkiye'ye geliyor. Bunu önlemek için Türkiye hakkında güvensizlik yaratmak görevi tabii The Economist'in başyazarına düşüyor. Ve bu başyazar, Türkiye'de darbe teşebbüsünde bulunan eski askerlerin abartılı komplo teorileriyle sorgulandığını ileri sürmekten çekinmiyor. İşlenen cinayetlerin ve faili meçhullerin abartılı komplo teorisi olduğunu söyleyebilecek kadar aklını yitirebiliyor. Türkiye'yi sağlam bir maliyeye kavuşturmuş olan AK Parti'ye karşı kurdurulan milliyetçi cepheye destek veriyor.
Konu milliyetçi cepheye gelince unutmadan söyleyelim, dün Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar aradı. Aktar, "Öcalan'ın ve PKK'nin serbest bırakılmasının, Ergenekon zanlılarının serbest bırakılmasıyla eşanlı gerçekleşeceği, Ergenekon'un ancak bu şartlarda, PKK'lilerin ve Öcalan'ın affına razı olacakları" öngörüsünün kendi talebi olmadığını ama sürecin böyle işleyeceğini düşündüğünü söyledi. Aktar, kendisi açısından bunun sadece bir tespit olduğunu söyledi.
Bu tespiti öğrenmemiz çok iyi oldu, çünkü dolaşıma sunulan böyle bir ürkütücü projenin varlığını bilmemiz çok önemli. Milliyetçi cephenin Ergenekon'la ilgili ne korkunç planlar ve pazarlıklar peşinde olduğunu seçimden sonra daha dikkatli izleyip göreceğiz böylece. Daha önceki yazımda, Aktar'ın Neşe Düzel'le olan söyleşisinden yaptığım alıntıdan yanlış bir izlenim edinilmemesi için bu açıklamayı yapmakta fayda gördüm.
Tekrar İngiltere ekonomisine dönersek, IMF raporuna göre İngiltere'nin durumu iyi değil. Türkiye ise iyi durumda. Maliyesi sağlam. Son dokuz yılda Türkiye'de kamu borç yükü yüzde 96'dan yüzde 40'a, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 19'dan yüzde 3'ün altına geriledi. Enflasyon düştü, faizler baş aşağı gitti.
Bugüne kadar stokta mal bekleterek enflasyondan kazanan ve yorulmadan yüksek faizle geçinenler de tabii zor duruma düştü. İşte Türkiye ekonomisinde oynaklık yaratarak tekrar eski günlere dönmek isteyenler bunlar. Eski günler demek kriz, yoksulluk, Ergenekon demek. Kapalı kapılar arkasında yapılan planlara karşı dikkatli olmakta fayda var.