CHP 12 Haziran seçimlerine ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir ekiple hazırlanıyormuş. Milliyet'ten Fikret Bila'nın haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na gerekli bilimsel verileri ve altyapıyı ODTÜ'den bazı öğretim üyeleri sağlıyor. Ve o öğretim üyelerine göre, London School of Economics (LSE) elemanları 1997'de nasıl İngiltere'de Tony Blair'i iktidara getirdiyse, Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir yolla iktidara taşınacak.
Peki ODTÜ'lü öğretim üyeleri CHP'yi iktidara taşıyabilirler mi? Bize göre, bu biraz zor. Çünkü bugüne kadar ODTÜ'lü öğretim üyeleri örnek aldıkları LSE'nin Tony Blair'e hazırladığı 10 maddelik plandan henüz tek bir örnek bile sunamadılar CHP adına.
1997'de İşçi Partisi lideri Tony Blair'e LSE'nin hazırladığı 10 maddelik planda neler vardı, Blair bu plana dayanarak İngilizlere neler vaat etmişti diye sorarsanız... Blair bu on maddelik plan uyarınca seçimlerde İngiliz toplumuna şunların sözünü vermişti:
Vergileri artırmayacağını, rekabetçi bir ekonomi için paydaş toplumu kuracağını, özelleştirme yaparak hisse senetlerini çalışanlar öncelikli olmak üzere halka arz edeceğini, kamu hizmetlerinde kamu- özel ortaklığı (public private partnership) modelini uygulayacağını, eğitim, sağlık sorunlarını öncelikle çözeceğini, politik gücü merkezden mahalli idarelere kaydıracağını, çevreye duyarlı olacağını, güçlü bir aile yapısı oluşturacağını, suç oranını azaltacağını, 250 bin işsiz genci işe alacağını ve İngiltere'yi Avrupa'nın lideri yapacağını söylemişti.
Peki CHP yukarıda saydığımız temel hedeflerden hangisini şimdiye kadar söyleyebildi? CHP özelleştirmeye karşı durdu ve hâlâ ağzına özelleştirme kelimesini alamıyor. Bırakın KİT satışını, özel sektörün yapacağı yap- işlet- devret yatırımlarını bile mahkemeye götürdü. Yine CHP politik gücün merkezden yerele kaydırılmasına da karşı çıktı. AK Parti'nin hazırladığı yerel yönetimler yasasına karşı durdu.
Vergilere gelince... CHP, Blair gibi vergileri artırmayacağı taahhüdünü veremiyor. Tam aksine, eğer "her aileye en az 600 lira ödeyeceğiz" önerisini eğer iktidara gelir de uygularsa, bu vaadinin finansmanı için "servet vergisi"nin konulması ihtimalini güçlü bir biçimde akla getiriyor. Çünkü koşulsuz yardım ancak halktan servet vergisi alarak karşılanabilir.
İngiliz profesörlerin Blair'e hazırladığı on madde arasında yer alan çevre konusuna gelince... Çevre duyarlılığı için de CHP'nin pek önerisi yok. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu kalkındırmak için Akdeniz'de petrokimya tesisi kurup, bu tesisin ürünleriyle Doğu ve Güneydoğu'da plastik sanayisi kurarak kalkındırmayı öneriyor. Böyle bir sanayi modeli çevreyi perişan eder. Doğu'nun temiz sularını ve topraklarını kimyasallarla kirletir. Kısaca CHP'nin önerdiği "doğu modeli" çevreyi kirletebilir ve tutarlı değil.
Sağlık ve eğitim konusunda ise CHP'nin işi zor. Zira AK Parti, Tony Blair modelini örnek alarak büyük ilerleme kaydetti. Kamu harcamalarını sağlık ve eğitime yönelterek savunma harcamalarını azalttı. Ve Türkiye AK Parti iktidarı döneminde dünyanın sayılan ülkelerinden oldu. Son olarak Libya'da yapılan kurtarma operasyonları, Çetin Altan'ın kabuk devletinden teknik devlete geçilmekte olduğunu herkese gösterdi.
Tekrar ODTÜ modeline dönersek... CHP'ye, ODTÜ sosyoloji bölümü başkanlığında bir heyet yardım ediyor. Bu ülkede yıllarca iç çatışma yaşandı, 50 bin insan öldü, Kürt sorununun en acılı ve yakıcı olduğu dönemlerde ODTÜ sosyoloji bölümünden Türkiye'nin Kürt sorununa, köy boşaltmalarına ilişkin hazırlanmış bir tek çalışma, rapor işitmedik. Yapmaları gereken araştırmaları en gerektiği zamanlarda "yapamayan"lar, bir siyasi parti kanalıyla şimdi Türkiye'nin temel sorunlarını çözmek için CHP'ye akıl verecekler. CHP'nin ODTÜ modeliyle işi biraz zor görünüyor.