Yolsuzluk kavramıyla kamu görevinin yerine getirilmesinde özel kazanç sağlanması anlatılır genel olarak. Hintli devlet adamı ve filozof Kautilya, M.Ö. dördüncü yüzyılda yazdığı yazılarda, kamu görevlilerinin işledikleri zimmet suçunun 40 çeşit olduğundan bahsediyor.
Demek ki yolsuzluk bütün halleriyle hep vardı ve zaten özel sektörde de yolsuzluklara her gün rastlanır. Mesela mal arzını kısıtlayarak fiyatı yükselten satıcılar, kuyrukta bekleyenlere karaborsa maç bileti satanlar gibi pek çok yolsuzluk örneği verilebilir. Ama asıl sorun kamu görevlilerinin yaptığı yolsuzluklardır. Çünkü bu tür yolsuzluklar bütçe açığını çoğaltır, verimliliği düşürür, ekonominin büyüme hızını azaltır, insanların refah düzeyini düşürür.
Bu kısa açıklamayı yapmamızın ardından gelelim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önceki günkü açıklamalarına... CHP grup toplantısında Kılıçdaroğlu "bu iktidar en büyük yolsuzlukların yapıldığı iktidardır" diyerek mevcut iktidarı suçladı. Oysa rakamlara baktığımızda bu iktidar döneminde yolsuzlukların arttığını değil azaldığını ileri sürebiliriz.
AK Parti döneminde yolsuzlukların azaldığını nereden anlıyoruz derseniz... 2001'de bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 20 düzeyindeydi, son sekiz yılda bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.9'a kadar geriledi. Kamu borç yükü ise 2001'de yüzde 94'e ulaşmıştı, yüzde 39 seviyelerine geriletildi.
Büyüme hızına gelince... Ekonominin ortalama büyüme hızı 1997-2001 arasında yüzde 1.5 düzeyindeydi, 2002-2010 arasında ortalama büyüme hızı yüzde 4.8 oldu. Demek ki mevcut iktidar döneminde yolsuzlukların çoğaldığını söylemek mümkün değil. Çünkü bütçe açığının küçüldüğü ve ekonomik büyümenin arttığı bir ülkede yolsuzluklar çoğalamaz.
Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk anlayışına... İktisatçı Paranap Barthan yolsuzluk ve ekonomik gelişme üzerine yaptığı çalışmalarında aktardığı örnek olayda, bir Hintli yüksek bürokratla arkadaşı arasında geçen konuşmayı ele alır. Bürokrat, arkadaşına, "dosyayı hızlandırmamı istersen, bunu garanti edemem ama durdur dersen bunu hemen yapabilirim" diyerek bürokratların hangi yöntemleri kullanarak yolsuzluk yaptıklarını açıklamaya çalışır.
Türkiye'de de yıllardır bürokrasiye takılan yatırım projeleri, verilmeyen izinler, yargının ideolojik gerekçelerle iptal ettiği yap-işlet-devret projeleri ve yaptırılmayan özelleştirmeler hatırlanırsa, asıl yolsuzluğun nasıl ve kimler tarafından yapıldığı sorusu insanın aklına cevaplarıyla takılıyor.
Yolsuzluk üzerinden muhalefetini yürüten Kılıçdaroğlu'nun, yolsuzluğun en önemli türünü işine gelmediği için gizlemesi ve rakamsal dayanağı olmayan bir söylemle ortaya çıkması, üzerinde durulması gereken bir konu. Rakamlara bakıldığında, Kılıçdaroğlu kamu bütçesi ve büyüme verileriyle tutarsız bir yolsuzluk algısı yaratmaya çalışıyor.
Üstelik yolsuzluğun bir diğer önemli türü olan rant kollamaya da değinmiyor. Acaba Kılıçdaroğlu ekonomik verilerle tutarsız bir yolsuzluk algısı yaratarak kendisi mi siyasi rant kolluyor? Ne dersiniz?