Doğu ve Güneydoğu'da ekonomik sorun işsizlik olarak karşımıza çıkıyor. İşsizliği azaltabilmek için de daha çok fabrika ve işyeri açmak gerekiyor. Oysa Doğu ve Güneydoğu'da KİT'lere ait fabrika ve tesislerin bir kısmı kapandı. Yerlerine, jandarma ya da polis karakolu yapıldı.
Hangi üretim tesisleri karakola ya da kışlaya dönüştü derseniz... Et ve Balık Kurumu'na ait Yüksekova işletmesi ve 14 tane taşınmazı, Gerçüş ayakkabı fabrikası, Erzurum halıcılık tesisi arazisiyle birlikte Jandarma'ya, Et ve Balık Kurumu'nun Adıyaman soğuk hava deposu da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne verildi.
Gelelim bu tesislerin kimlerin iktidari döneminde karakol yapıldığına... Başbakanlıkları döneminde Recep Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan, Doğu ve Güneydoğu'daki hiçbir KİT'in tesis ve fabrikasını jandarma ve polise vermedi. Fabrikaların üretim amacının dışına çıkmasını engellediler. Ama 2002 yılından önceki diğer iktidarlar döneminde bu üretim tesisleri amacı dışında kullanım için devredildiler.
Özellikle 28 Şubat müdahalesinin ardından kurulan Anasol- D hükümeti, Et ve Balık Kurumu'nun tesislerini amaç dışı kullanıma tahsis etti. Bütün bu tuhaflıklar yaşanmışken, biz şimdi yaşadığımız et sıkıntısına bakıp acaba neden et üretimi düştü diye derin derin düşünüyoruz. Bugün sıkıntısını çektiğimiz kırmızı et üretiminin azalmasının asıl nedenlerinden birinin, Yüksekova et kombinası ve Adıyaman soğuk hava deposunun kapatılarak amaç dışı kullanımı olduğunu söyleyebiliriz.
Peki niye Erdoğan ve Erbakan dışındaki siyasiler ekonomik tesisleri hiç düşünmeden amaç dışı kullanıma devrettiler? Çünkü Kürt sorununun siyasi ve ekonomik çözümünde sorumluluk yüklenmekten korktular. Hatta askerin kendisinin de, sorunun silahla çözülemeyeceğini, ekonomik yatırımların hızla yapılmasını defalarca söylemesine rağmen, maalesef bu iki siyasetçi dışında sorunun ekonomik yönünü üstlenen pek olmadı. Sonuçta yapımı yarım kalmış tesisler öylece ortada kalakaldı. Faaliyette olanların bir kısmının da üretimine son verildi ve amaç dışı kullanımı hâlâ sürüyor.
O halde ne yapmalı? Ak Parti Hükümeti, bölgenin ekonomisini düzeltme, alt yapı yatırımlarını yapma konusunda sorumluluk yüklenebileceğini gösterdi. Şimdi de bunlara ilave olarak, amaç dışı kullanılan tesis ve fabrikaları bir an önce yeniden ekonomiye kazandırmalı.
Dün Taraf'ta Neşel Düzel'e konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Emin Aktar, "Bundan sonra yaşanacak her çatışma, bizi böler ve Kürtlerden çok Türklerin ayrılma talebiyle sonuçlanır. Artık bu kez, Türkler, Kürtlerden ayrılmak ister" diyor. Kürtler için artık Batı'daki şehirlerin vazgeçemeyecekleri bir vatan parçası olduğuna dikkat çekiyor.
Emin Aktar'ın da altını kalın harflerle çizdiği gibi, aklı başında olanların çatışmaya veya bölünmeye yanaşmayacağı açık bir gerçek. O halde bölgedeki sorunu, güvenlikçilerin değil, siyasetçilerin çözmesi mümkün.
