Beşiktaş'ın takım tertibi, orta sahadaki üç koşan, pres yapan ismin sakatlıkları dolayısı ile çok sorunluydu. Son haftalarda 18'e dahi giremeyen Fernandes, maç eksiği olan Ekrem ilk 11'deydi. Ve yine İbrahim Toraman yapısına uymayan ön libero görevindeydi.
Bu tip bir kadronun zorlu bir deplasmanda yapması gerekenler; takım halinde çok koşup, mücadele etmek ve Quaresma'nın kişisel becerilerinin ağırlıklı olduğu girişimlerle mümkün olduğunca pozisyona girmekti.
Beşiktaş yapabileceklerini 90 dakika boyunca beklenenin çok üstünde gerçekleştirdi. Üçü Quaresma ile çok net, toplam 5 önemli fırsat artı penaltıdan da 3 puanı getiren gol.
Defansta ise ilk yarıda Alanzinho'ya bir tek pozisyon verildi. Bunun dışında taktik uygulama eksiksiz, oyuncu değişiklikleri tam isabetti. Tek eleştirelecek noktaları, maçın son dakikasında defansın önde yakalanıp, bu anı maç başından beri bekleyen Burak'a verilen pozisyondu.
GÜNEŞ DERSİNİ ÇALIŞMAMIŞ
Şenol Güneş ise bu maçın dersini hiç çalışmamış. Şampiyonlar Ligi'ndeki İnter maçının 11'i ile derbinin 11'i farklı olmalıydı. Beşiktaş'ta İsmail'in defansif yönü zayıf. Önünde de Quaresma var. Serkan sağ bekte oynarken, geriden yaptığı zamanlamalı koşularla bu kulvara ofansif etkinlik getiriyor. Örneğin Serkan arkada, Volkan önde dizilişi bu maç için sağ kulvarı hücum girişimlerinin odak noktası haline getirirdi. Halil de kanat oyuncusu olmadığında sol kulvar da çalışmadı. Bu şekilde tam Beşiktaş'ın istediği oldu. Burak, her zaman vurguluyorum, yapısı itibarı ile ilerde son adam rolüne uygun değil. Beşiktaş göbeğinde oynayan Egemen ve Sivok deneyimli ve uyumlular. Bir de İbrahim'i ekleyelim, toplam üç stoper ve bu şartlarda Trabzonspor hücum girişimlerini santrfor özelliği olmayan Burak'ın üstünden gerçekleştirmeye çalıştı. Hiç olmazsa Henrique gibi duvar olacak bir santrfor oynayıp da oralarda yer açabilirdi. Bütün bu yanlışlar da doğal olarak yenilgiyi getirdi.