Senelerdir yeri geldikçe söylüyorum. Futbolumuzun oturmuş bir sistemi yok. Kulüp takımlarımızda da olmadığından milli takımımızda da bu sıkıntı yaşanıyor. Bir de buna karşılık çeşitli nedenlerle milli takımda sürekli değişen kadrolar yüzünden işimiz daha da zorlaşıyor. Hiddink geldiğinde ilk yorumum şöyleydi:
"Hiddink Hollanda ekolünü benimsemiş bir sistem hocasıdır. Ayağa paslarla topa fazla sahip olup sahanın tümünü kullanmak Hiddink'in temel ilkesidir. Fenerbahçe'deki serüveni başarısız geçmişti çünkü o zaman elindeki kadronun yapısına tamamen ters düşen PSV modelini uygulamaya çalıştı ve işlemediğini göre göre ısrar etti. Tabii o zaman bugünkü deneyime sahip değildi. Hiddink'in kariyeri tartışılmaz. Eğer deneyimini ve birikimlerini bizim futbolumuzun rahatsızlığını tedavi edecek yönde kullanırsa o zaman başarılı olabilir."
TUNCAY'IN YAPISI UYGUN DEĞİL
Ama ne yazık ki ilk üç maçlık periyotta Hiddink benim gibi herkesi ciddi endişeye sevketti. Formsuz, sakat oyuncuları milli takıma davet etti. Çağırması gerekenleri ise çağırmadı. Bir de bunlara ilaveten son derece yanlış takım tertipleri sahaya sürdü.
Kazakistan'da Tuncay'ı ileride son adam oynattı.
Tuncay'ın yapısı kesinlikle bu role uygun değil. Bu yanlışı üzerinde titizlikle durarak eleştirdim. Buna rağmen Tuncay, Belçika karşısında yine ileride son adam olarak görev aldı. Zaten diğer futbolcularımız da formda değil. Bir de saha içi kurgusu, Tuncay yanlışı ile iyice tıkanınca Belçika karşısında çok olumsuz bir ilk yarı sergiledik. Neyse ki ikinci golü yemeyişimiz, devre arasında değişikliğin yapılması, ikinci devre başlar başlamaz bulduğumuz beraberlik golü ve rakibin de 10 kişi kalması ile zor da olsa günü kurtardık.
ANA FELSEFEYE TERS KURGU!
Hiddink'in Almanya karşısındaki takım tertibi ise bu işten hiç anlamayan birinin dahi yapacağı iş değildi. Özer son iki senedir çok az forma şansı buldu. Sakatlığı düzeldiği halde bu sezon dahi Fenerbahçe'de kısa süreler oynadı. Üstelik arkadaşlarının özelliklerini de tanımıyor. Halil'i geçen hafta Stuttgart-E.Frankfurt maçında izledim, çok başarılıydı. Çünkü takımda bir sistem var, arkadaşlarını da tanıyordu. Ama Halil milli takımda bugüne kadar çok az görev yaptı. Arkadaşlarını da yeterince tanımıyor, üstelik işleyen sistemin olmadığı bir takımda Halil başarılı bir performans çizecek tipte yeteneğe sahip değil. En büyük hata, sol kulvar tercihinde yapıldı. Sabri ile Hamit bugüne kadar birlikte görev aldıkları sağ kulvarda aralarındaki uyumla defansif-ofansif başarılı oldular. Hiddink ikisini birden yapılarına ters sol kulvara çekerek zaten sıkıntı çektiğimiz saha içi düzenini iyice arızayla uğrattı. Böyle bir takım tertibinin Almanya gibi bir rakip karşısında Hiddink'in ana felsefesi 'topa sahip olabilme' prensibini gerçekleştirebilmesi mümkün mü?
OYUNA SELÇUK İNAN GİRMELİYDİ
Hiddink'in bu maça hiç doğru hazırlanmadığı, Aurelio sakatlandığında iyice belgelendi. Doğru yanlış kafanda bir kurgu oluşturmuşsun, kendi alanını takım halinde kalabalık tutup 4-1-4-1 oynuyorsun. Aurelio sakatlandığında o dakikaya kadar iyi oynamasak da rakip üretkenlik sağlayamıyordu. Skorda da denge vardı. Selçuk İnan'la aynı düzene devam etmeliydi. Ama Hiddink, Tuncay'ı alarak 4-2-3-1'e döndü, Emre-Nuri ikilisiyle de hem defansif sıkıntı yaşadık hem de ikiliden ileriye katkı gelmedi.
Yarın Azerbaycan karşısına çıkıyoruz. Ne yapıp bu maçtan mutlaka üç puan almak zorundayız. Sonrasında Hiddink ve yardımcılarının Mart ayına kadar geçecek sürede gerçekleri iyi teşhis edip doğru bir yol çizmeleri gerekiyor.