Fenerbahçe dün gece Romanya deplasmanında aldığı 3 puanla kötü başladığı grubunda ikinci tura çıkmak için büyük avantaj yakaladı. Steaua Bükreş eski gücünden çok şey kaybetmiş, Romen ekolünün alışılmış saha içi organizasyonundan eser kalmamış, sadece iyi niyetle mücadele eden bir takım kimliğine bürünmüş.
Böyle bir rakip karşısında Fenerbahçe ilk yarıda oyuna hükmeden taraftı. Ancak ayağa paslarla başlayan hücum girişimleri bir türlü olgunlaşamıyordu. Tabii ki bunun birçok nedeni vardı. Kazım santrfor oynamasını bilmiyor, Özer iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışıyor ama doğal olarak hem maç eksikliğinden hem de arkadaşlarını yeterince tanımadığından uyum sorunu yaşıyordu.
Orta sahanın kenarları defansif-ofansif çalışmıyordu. Mehmet Topuz basit oynamıyor, geriye de gerekli yardımı yapmıyordu. Sadece fırsat bulup şut atma savaşındaydı. Santos ise fiziki güçsüzlükten adeta durarak oynuyordu. Böyle bir tabloda doğal olarak planlı-programlı ataklarla üretkenlik sağlamak mümkün değildi. Bu yüzden ilk yarıda bulunan 4 pozisyondan hiç biri hazırlanmış değildi.
BİR YAPTILAR, PİR YAPTILAR
İkinci yarıya ilk devrenin aksine Steaua hızlı başladı ve tehlikeli ataklar geliştirdi. Bu arada Gökhan Gönül ve kaleci Volkan iki çok net golü önlediler. Bunun ardından da Fenerbahçe 90 dakikanın içinde bir kere yaptığı, başlangıcında Özer'in imzası bulunan çok iyi bir organizasyonla golü buldu.
Bu golden sonra da Steaua Bükreş yine tempoyu yükselterek Fenerbahçe kalesinde baskı kurdu. Vederson oyuna girip rakibin etkili çalıştırdığı sağ kulvarda Roberto Carlos'a yardım edince, Steaua Bükreş'in bu kulvardan denediği arka arkaya tehlikeli bindirmeler de engellendi.
Son bölümde Fenerbahçe ayağa paslarla tempoyu istediği gibi ayarlayıp sahadan önemli bir galibiyetle ayrıldı. Fenerbahçe takım olarak iyi bir görüntü verdi. Gökhan Gönül ise sahanın en iyi ismiydi.