Gaziantep-Fenerbahçe karşılaşmasının ardından Galatasaray-Trabzon maçını da izleyince eğer gerçekçi bir analiz yaparsak, Milli Takımımızın grup üçüncülüğünü normal karşılamamız gerekiyor.
Trabzonspor'un takım savunması felaket. Ayrıca organize hücum diye bir şey yok. Böyle bir rakip karşısında Galatasaray iyi oynamasa da zorlanmadan iki farklı öne geçiyor.
Ardından iki gol yiyor, skora denge geliyor. Eğer Serkan % 100'lük golü kaçırmasa veya hemen sonrasında kendisine yapılan penaltıyı hakem verse Galatasaray geriye düşecek. Büyük ihtimalle de maçı kaybedecek.
Galatasaray top rakipteyken iki ön libero ve geri dörtlüyle toplam 6 kişiyle savunma yapıyor. Beşiktaş derbisinden sonra Rijkaard'ın eleştirmiştim. Beşiktaş sürekli pozisyonlar buluyor, skor avantajına sahip bir teknik direktörün yapması gereken; o an için sisteminden vazgeçip, Barış'ı sahaya sürüp, iki ön liberoya bir dinamik presçi daha eklemek. Beşiktaş Rijkaard'ın bu hatasına cezalandıramadı. Aynı tablo Trabzonspor maçında da gündeme geldi. Serkan Rijkaard'ı cezalandıramadı. Nihayet Hollandalı hoca sisteminden vazgeçip, Barış'ı sahaya sürmeyi akıl etti. Bir anda hareketlenen Cimbom da kısa sürede iki gol attı.
BROOS İYİ HOCA DEĞİL
Trabzonspor, bu kadrosu şampiyonluğa oynayamaz. Ama bu maç dahi Broos'un iyi bir teknik adam olmadığını gösterdi.
Bu kadar yetersiz bir geri dörtlün varken, Song kulübede oturmaz. Önce listeye Song'u yazarsın, sonra diğerlerini. Gabriç ve Cale 1. sınıf oyuncular değil.
Galatasaray'da bu kulvarda Keita geriye az geliyor. Yükü Sabri çekiyor.
Bu kulvarda Cale ve Gabriç için 90 dakikada etkili bir tane kanat atakları yok.
Buna karşılık Galatasaray ofansif girişimlerde % 80 bu kanadı kullandı. 4 gol de buradan geldi. Hugo Broos da kulübede seyretti.