Geçtiğimiz hafta tamamını izlediğim 4 maçın hakemlerini mercek altına aldım.
Bülent Yıldırım ligin ikinci yarısının tartışmasız en başarılı ismi. Her geçen gün daha olgunlaşıyor ve güven kazanıyor. Kart uygulaması Avrupa liglerindeki üst düzey hakemlerle benzer yapıda. Yönetimleri objektif. Fenerbahçe-Eskişehir maçında da çok başarılıydı. Tolga Özkalfa'nın İnönü Stadı'ndaki genel yönetimi iyiydi. Ali Turan'ın ikinci sarı kartı hakem otoritelerine göre doğruydu. Saygı duyarım. Bana göre ağırdı. Ayrıca benim için en önemli konu da kartlarda zayıf-kuvvetli ayrımı yapmamak. Aynı hareketi İnönü atmosferinde önceden sarı kartı olan İbrahim Toraman yapsaydı Özkalfa ikinci sarıyı çıkartabilecek miydi?Cevabım yüzde yüz hayır. Neden mi? Biraz geriye dönersek devre arasında yüzüne top fırlatan Edu'yu Saracoğlu'nda atabildi mi?
ÇOBAN CESURMUŞ!..
Selçuk Dereli, Denizli'de başarılı bir yönetim gösterdi. Denizli'nin hatalı bayrakla sayılmayan nizami golünün sorumlusu kendisi değildi. Deniz Çoban güvendiğim dağlara kar yağdırdı. Çoban'ı maçlarda objektifliği, konsantrasyonu, yüksek kondisyonu ve az hatalı yönetimleriyle beğenerek izliyordum. Sivas- Ankara maçında Mehmet Yıldız'a yapılan çok net faulü çalmayışı sonrası gelen beraberlik golüyle sinirler gerilmişti. Bülent Uygun'un maç sonundaki kendisine yönelik hareketleri nedeniyle eleştirmiştim. Çoban'a da sahip çıkmıştım. Gol öncesi hata yapmıştı ama lider takımı kendi sahasında hiç kollamamıştı. Bu cesur yönetim benim için çok önemliydi. Ama Çoban Trabzon'daki yönetimiyle tüm güvenimi alt üst etti. İlk yarı Serkan'ın yüzde yüzlük sarı kartını es geçti. İkinci yarıda Egemen'in Bebbe'ye hareketi penaltı ve kırmızı karttı. Çoban devam etti. Son dakikada ise Song'un iki kırmızıyı hak edecek hareketinde Çoban'dan ses çıkmadı. Demek ki Çoban yerine göre cesurmuş, yazık!..